Bir kamu bankası olarak Emlak Bankası deneyimi
Geçtiğimiz hafta sonunda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Türkiye Emlak Katılım Bankası’nın çok yakında hizmete açılacağını söyledi. Kurum’un açıklaması, tekrar gündeme gelen kamu bankalarının son dönemki sübvansiyonlu kredileriyle birleştiğinde, Emlak Bankası deneyimini hatırlatmak gereğini hissettim.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Erdal Sağlam'ın bugünkü yazısı...
Bakan Kurum, bankanın 93 yıllık mirası ve tarihi bulunduğunu belirtmiş. Bu tarihin hatırlanması gerekiyor ki; yenisinin kaderi geçmiştekine benzemesin. Bakan, bankanın temel stratejilerini, müşteriye ulaşacağı kanalları ve hizmet gruplarını belirlediklerini kaydederken, “Şehirlerimizin yaşam kalitesini daha yukarıya çıkarmak öncelikli hedefimiz” demiş.
Emlak Bankası’nın geçmiş faaliyetlerini, Özal’ın prenslerini, denizcilik ve inşaat başta olmak üzere nasıl ayrıcalıklı kredilerin verildiğini, Hazine’ye nasıl büyük yük getirildiğini yakından izlemiş bir gazeteci olarak, Emlak Bankası’nın diriltilmesinden kaygı duyduğumu belirtmeliyim.
Hatırlamak için arşive baktığımda, 7 Temmuz 2001 tarihinde Emlak Bankası’nın Ziraat Bankası’na devri haberini, Hürriyet’te “Sonunda Emlak Bankası tarihe karıştı” başlığıyla verdiğimizi gördüm. Şaibeleri, yolsuzlukları ve ekonomiye getirdiği yükler o kadar fazlaydı ve gündem olmuştu ki; nihayet anlamında, “Sonunda” vurgusu yapmışız.
Emlak Bankası’nın 93 yıllık geçmişini kısaca özetleyeceğim ama ondan önce 2000 yılındaki banka konsolidasyonuna kadar gelen süreci, bu açıdan kabaca hatırlamak gerekiyor. Emlak Bankası içi iyice boşaltılmış bir banka idi ve Ziraat’a 2001 yılında devredildi. Ancak tüm kamu bankaları politikacının elinde kayırmacı ve popülist harcamaları finanse ettirildikleri için batmanın eşiğine gelmişlerdi. Kemal Derviş ve Vural Akışık, o dönem abartılı bulduğumuz kadar yüksek, Hazine zararlarını ödetirken, kamu bankalarının kullanımını önlemek için mevzuatı da düzenlediler. Şu kadarını söyleyeyim; şimdiye kadar kamu bankaları politikacı tarafından abartılı kullanılamadıysa, o dönemki mevzuat değişikliği nedeniyledir. Ancak son dönemde geriye dönüşün başladığını, “arkadan dolanma yöntemleri” bulunarak Merkez Bankası ve kamu bankalarının 2000 yılı öncesine doğru gittiğini çağrıştıran uygulamaları görmek de çok üzücü...
Ülke ve halk, daha önceki dönemlerde yapılan hataların bedelini, 2000 ve 2001’deki zorunlu ekonomik tedbirlerle, ağır biçimde ödemek zorunda kaldı.
Umarız bu konudaki geriye gidiş belirgin ve yaygın uygulama haline gelmez. Çünkü bu ekonomiyi 2000’lere getiren büyük hataların tekrarı demek olur.
İLK KURULUŞ 1926’DA
“Halkın inşaat teşebbüslerini desteklemek, gerekli kredileri sağlamak ve yetim haklarını korumak’’ amacıyla Atatürk’ün talimatları doğrultusunda kurulan banka, 3 Haziran 1926 yılında ‘‘Emlak Eytam Bankası’’ olarak faaliyete geçti. Emlak ve Eytam Bankası, 1946 yılına kadar çalışmalarını sürdürdü ve büyük inşaat projelerini finanse etti. Bankanın adı 1 Eylül 1946 tarihinde Türkiye Emlak Kredi Bankası Anonim Ortaklığı’na dönüştü.1988 yılında Buğday Bankası A.Ş ile Türk Ekspres A.Ş.’nin birleşmesi sonucu oluşan Anadolu Bankası ile birleşince, bankanın adı bu kez de Türkiye Emlak Bankası olarak değişti. 1992 yılında da Denizcilik Bankası, Emlak Bankası’na devredildi. Emlak Bankası, 1988 yılından sonra bankacılıktan ve inşaat işlerindeki başarılarından daha çok yolsuzluk ve genel müdürleriyle gündeme geldi. Bankanın o tarihten sonraki 9 müdürü mahkemelik oldu. Siyasilerin gözdesi olan Emlakbank, 2000 yılı itibariyle öz kaynaklarını tamamen yitirmiş bir bankaya dönüştü ve 2001’de Ziraat Bankası’na devredildi.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN