Bankalar İstanbul yaklaşımını işletmeye başlıyor
Bankalar Birliği’nin açıkladığı ilkeler kapsamında kredilerin yeniden yapılandırılması sürecinin başlatıldığı belirtiliyor. İstanbul yaklaşımı benzeri uygulama ile 100 milyon TL’nin üzerindeki borçlarını ödemekte sıkıntıya giren şirketlerin kredileri tüm bankaların katılımıyla yeniden yapılandırılacak.
İşte Hürriyet gazetesi yazarı Erdal Sağlam'ın bugünkü yazısı...
Bankacılar bu aşamada, “şu şirketin kredileri yapılandırıldı” açıklamasının yapılamayacağını, bankaların kapsama girecek şirketler için dosya hazırlıklarını yaptıklarını söylüyorlar. Dosyaların sonuçlanmasıyla, büyük alacağa sahip bankaların talebiyle alacaklı tüm bankalar toplanıp, şirketin durumunu gözden geçirecek, kredilerin yeniden yapılandırmasına başlayacaklar. Bu ay içerisinde somut olarak bazı şirketler için karar alınması bekleniyor.
Bankacılar uygulamanın daha önce de yapıldığını, Ülker ve Doğuş Gruplarına ilişkin kredilerin yeniden yapılandırılmasının bankaların anlaşması üzerine gerçekleştiğini hatırlatarak, “Şimdi belirli kurallar ve esneklikler ile daha şeffaf bir biçimde yeniden yapılandırmalar gerçekleştirilecek. Önceki yapılandırma haberlerinin oluşturduğu yanlış algıların da önüne geçilmiş olacak” dediler.
19 Eylül’de Bankalar Birliği tarafından duyurulan, “centilmenlik anlaşması” niteliğindeki “Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması”nın amacı, “gelir-gider dengesi geçici olarak bozulduğu için borçlarını ödemekte zorlanan işletmelere destek olmak, bu sayede, borçlarının yeniden yapılandırılması veya yeni bir itfa planına bağlanması sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağı tespit edilen işletmelerin ekonomik faaliyetlerinin sürdürülerek nakit akımlarının düzenlenmesine ve yükümlülüklerini yerine getirmelerine yardımcı olmaktır” denildi. Kapsama alınacak yapılandırma programlarında ölçekler de dikkate alınarak, ekonomik faaliyetleri itibarıyla sektörlerinde ve ticari ilişkilerinde önemli yere sahip olan, nakit dengeleri iyileştiğinde çok sayıda borçlu için sinerji oluşturabilecek nitelikteki borçlulara öncelik verileceği belirtildi.
KONKORDATOLAR FAZLA ETKİLEMEYECEK
İşte bu nitelik tanımlaması, 15 milyon dolar yani 100 milyon TL üstü kredi borcu olanların kapsama girmesine neden oldu. Sıkıntı da bu limit nedeniyle oluşuyor; özellikle küçük ve orta ölçekli borçlular herkesin kapsama girmesini isteyip, siyasiler üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Herkesin kapsama alınması halinde ise durumu zaten bozuk, yani şimdi olmasa da ileride yine zor duruma düşecek, şirketler zorla yüzdürülmüş olacak. Zaten bankaların sermaye yapısı da bu kadar kapsamlı yeniden yapılandırma için müsait değil.
Bir yandan kredi yeniden yapılandırmaları hızlandırılmaya çalışırken, öte yandan da şirketlerin ilan ettiği konkordatoların sayısı her geçen gün artıyor. Konkordatoların banka alacaklarını nasıl etkilediğini sorduğumuzda bankacılarda bu dalgadan fazla kaygı duyulmadığını öğrendik.
Bir özel bankanın konuyla ilgili yöneticisi konkordato sisteminin, daha önceki iflas erteleme sistemine göre daha iyi olsa da, hala sıkıntılı olduğunu söyledi. Buna rağmen şirketlerin konkordato ile “3 ay artı 2 ay”, yani en fazla 5 ay kazanabildiklerini, bunun da gidişatı fazla değiştiremeyeceğini kaydetti. Konkordato ilan eden şirket ile ancak konkordatoyu kaldırma şartıyla masaya oturduklarını hatırlatan bankacı, “bu arada piyasadaki alacaklıları devreye giremeyeceği için” sonuçta kendileri açısından bir şey değişmediğini kaydetti.
Özetle bankacılar, artan konkordato taleplerinin moral bozduğu ama kendi alacakları açısından önemli bir olumsuzluk yaratmayacağı görüşündeler.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN