Bankacılıkla İlgili Genel Görüşme
-Devlet Bakanı Önal: -Hükümetimizin Bu Konuda Veremeyeceği Hesap Bulunmamaktadır -Hükümetimiz İşbaşına Geldiğinde Bankacılık Sektöründeki Sorunları Önünde Bulmuştur -Bankacılık Sistemimiz Bugün Bulunduğu Duruma Bir Günde Gelmemiştir -Bankacılık Sistemi Bir Ülkenin Aynasıdır -Türkiye Ekonomisinde Yaşanmış Olan Tüm Makro Dengesizlikler, Bankacılık Sistemine De Yansımıştır Ve Yansımaktadır
ANKARA (A.A) - 07.11.2000 - Devlet Bakanı Recep Önal, bankacılık sisteminin bugün bulunduğu duruma bir günde gelmediğini belirterek, Bankacılık sistemi bir ülkenin aynasıdır dedi. TBMM Genel Kurulu`nda, FP`li Ali Coşkun ile DYP`li Nevzat Ercan ve arkadaşları tarafından bankalar ve bankacılık sektörü konusunda verilen genel görüşme önergeleri birleştirilerek görüşülmeye başlandı. Önergelerin öngörüşmeleri sırasında hükümet adına söz alan Devlet Bakanı Recep Önal, Türkiye`de bankacılık ve sektörün genel ekonomik süreçten etkilenmesi konusunda görüşlerini dile getirdi. Önal, şöyle konuştu: Hükümetimiz döneminde banka sistemimizle ilgili yapılan işlemler, tümüyle yasalara ve diğer ilgili mevzuata duyarlılık, ciddiyet ve özenle gerçekleştirilmiştir. Hükümetimizin bu konuda veremeyeceği hesap bulunmamaktadır. Hükümetimiz işbaşına geldiğinde bankacılık sektöründeki sorunları önünde bulmuştur. Ancak bunun sorumlusu kesinlikle bizim hükümetimiz de değildir. Sorun 1990`lı yılların başına kadar dayanmaktadır. Önal, bankacılık sektöründeki sorunların 1993 yılında çıkarılan KHK ile başladığını anlatarak, bu düzenleme ile getirilen değişikliklerin çoğunun olumsuz yönde olduğunu söyledi. Önal, Bankacılık sistemini temelden bozan bu yasal düzenlemeler, bazı bankaların batmasına zemin hazırlamıştır. Bunu yapan DYP-SHP hükümetleri, yani bugünkü CHP hükümetleridir şeklinde konuştu. Bakan Önal, 1994 yılında TYT Bank, İmpeksbank ve Marmarabank`ın battığını anımsatarak, Böylece binlerce mevduat sahibi mağdur edildiği gibi, kamuya ait milyonlarca dolar da bu bankalarla birlikte batmıştır. Daha sonra sistemin böylesine çökmesine neden olan mevduata yüzde 100 güvence getirilmiştir dedi.
-YENİ DÜZENLEME-
Bankacılıkla ilgili yeni yasal düzenlemenin 18 Haziran 1999 tarihinde TBMM`de kabul edildiğini anlatan Recep Önal, yasayla bu alanda yıllardır yaşanan boşluğun doldurulduğunu ve çok önemli düzenlemeler gerçekleştirildiğini söyledi. Yeni yasayla öngörülen en önemli değişikliklerden birinin de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu`nun kurulması olduğunu anlatan Önal, şöyle konuştu: Böylece bankacılık sektörü, her türlü düzenleme ve denetleme yetkisine sahip tam bağımsız bir üst otoriteye kavuşmuştur. Yasayla hükümet, bankalar üzerindeki yetkilerini bağımsız kuruma bırakmıştır. Aslında bunun çok daha önce yapılması gerekmekteydi. Böyle bir düzenleme 1990`lı yılların başında yapılmış olsaydı, 1994 yılında yaşanan büyük finansal kriz de olmazdı. Bankacılık sektöründe bugünlere uzanan sorunlar da yaşanmazdı. Recep Önal, bankalarla ilgili yasanın ardından Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası`nın çıkarıldığını belirterek, Bu yasa olmasaydı bugün bankaların içini boşaltanların adalet önünde hesap vermeleri tam olarak sağlanamayacaktı dedi.
-BİR GÜNDE GELİNMEDİ-
Bakan Önal, Bankacılık sistemimiz bugün bulunduğu duruma bir günde gelmemiştir. Bu sorunlar, geçmişte ortaya çıkan ancak yüzeysel önlemlerle üstü örtülmeye çalışılan temel bozukluklardan kaynaklanmaktadır şeklinde konuştu. Küreselleşme sürecinde uluslararası ekonomik ilişkilerin artmasının krizlerin de ülkeler arasında kısa sürede yayılması sonucunu doğurduğunu anlatan Önal, makro dengelerin kurulması ve sürekliliğinin sağlanmasının her zamankinden daha önem kazandığını kaydetti. Önal, Türkiye ekonomisinin hızla bozulan dengelerinin en açık göstergesinin Körfez krizi ve bunun yansımaları olduğunu belirterek, Buna rağmen 1991-92 yıllarında kurulan hükümetler bu gerçeği görememişlerdir. Türkiye`nin dengesizliklerini büyütme pahasına siyasi beklentilerini gerçekleştirmenin hırsına kapılmışlardır dedi. 1992`nin, Cumhuriyet tarihinin en kötü sonuçlarının alındığı yıl olduğunu anlatan Önal, enflasyonun yüzde 150`ye ulaştığını, Türk Lirası`nın dolar karşısında yüzde 162 oranında devalüve edildiğini, Türk Lirası`ndan kaçışın hızlandığını söyledi. Bakan Önal, bu dönemde getirilen mevduata yüzde 100 güvence sistemini dünyada en pahalı sistem şeklinde tanımlayarak, bu sistemin Türkiye ekonomisinin makro dengesizliklerinin en yalın ifadesi olduğunu bildirdi. Önal, bu dönemde gerekli yasal düzenlemelerin yapılmadığını, aksine yeni banka kurulmasına izin verildiğini kaydetti. Hükümetin uyguladığı ekonomik programın en önemli ayağının mali sektör ve bankacılık sistemdeki düzenlemelerin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi olduğunu anlatan Önal, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile sistemin bağımsız bir denetime kavuşturulduğunu söyledi. Önal, Bizler daha önceki hükümetler gibi mali sisteme siyasi müdahale istiyor olsaydık, Bankalar Kanunu`ndaki düzenlemeleri huzurunuza getirmezdik dedi.
-BANKALAR-
Bakan Önal, Türk bankacılık sisteminde şu anda 80 bankanın faaliyet gösterdiğini belirterek, mevduat bankalarından 4`ünün kamusal sermayeli, 29`unun özel sermayeli, 10`unun ise Fon tarafından yönetilen banka olduğunu kaydetti. Bu bankaların şube sayısının 1999 sonu itibariyle 7 bin 691 olduğunu anlatan Önal, sektörde çalışanların sayısının ise 174 bin kişi olduğunu söyledi. Önal, şöyle konuştu: Türk bankacılık sisteminde 40 milyon adet hesap vardır. Ekonomik birimlerin Türk finans sektörüne ve finans kesimlerine olan güvenin en önemli göstergesi de bu hesap sayısıdır. Haziran 2000 sonuçlarına göre Türk bankacılık sistemi 86.9 katrilyon, yaklaşık 141 milyar dolar aktif büyüklüğe sahiptir. Toplam aktiflerin ulusal gelire oranı yüzde 90 civarındadır. Bankacılık sistemi bir ülkenin aynasıdır. Dikkatli bakanlar için bankacılık o ekonomide olup biten her olayı anlatmaktadır. Türkiye ekonomisinde yaşanmış olan tüm makro dengesizlikler bankacılık sistemine de yansımıştır ve yansımaktadır. Recep Önal, genel görüşme önergesinin gündeme alınmamasını da istedi.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN