Bakan Selçuk'tan asgari ücret açıklaması
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun çalışmasına ilişkin açıklamada bulundu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısını 10 Aralık'ta, üçüncü toplantı 17 Aralık'ta yapacak.
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2020'de geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere ilk toplantısını yaptı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk başkanlığında Bakanlığın Reşat Moralı Salonu'ndaki toplantıda, işçi tarafını Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etti.
Bakan Selçuk, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, asgari ücretin tespiti konusunda ilgili tüm tarafların teklif ve görüşlerini komisyonda her zaman açıkça sunduğunu belirterek, işçi ve işverenlerle tüm çaba ve ortak hedeflerinin sürdürülebilir bir kalkınmayı tesis edecek şekilde asgari ücreti ideal bir noktaya getirebilmek olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde 2023 hedefleri doğrultusunda önceliklerden birinin istihdamı korumak ve daha da artırmak olduğunu vurgulayan Selçuk, şunları kaydetti: "Bu anlamda, asgari ücretin sosyal ve ekonomik konjonktür ile uyumlu, kalkınmaya ve verimliliğe katkı verecek şekilde belirlenmesi önem arz etmekte. Dolayısıyla ücret artışı kadar, işin kendisinin yani istihdamın korunması da mühim. İşin kendisini yani istihdamı koruduğumuzda bireyin daha mutlu olduğunu, bu vesileyle aile içindeki uyumun arttığını ve uyumlu ailelerin de müreffeh bir toplumun inşasının yapı taşı olduğunu biliyoruz. Bizim çalışmalarımızda esas aldığımız yol haritamız da budur. Mutlu birey, uyumlu aile ve müreffeh toplum, bunu çok önemsiyoruz. Bu süreçte komisyonun hem işçi hem de işveren bakış açısını dikkate alarak ortak bir noktada buluşması en temel gayemiz."
Selçuk, 17 yıldır tüm tarafların şartlarını gözeterek her zaman çözüm odaklı yaklaşım sergilediklerini anımsatarak, şu bilgileri verdi: "2002'den beri işçi ve işverenlerimizin haklarında iyileşme sağlayan birçok önemli düzenlemeyi hayata geçirdik. 2003'te İş Kanunumuzu ILO sözleşmeleri ve AB normlarına uygun olarak yeniden düzenledik. 2009'da 1 Mayıs'ı işçilerimize 'Emek ve Dayanışma Günü' olarak ilan ettik. Askeri darbe sonucu oluşmuş sendikal mevzuatımızı, uluslararası standartlara uygun olarak, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile 2012'de yeniden düzenledik. Sendikaya üyelikte e-Devlet Sistemi'ne geçerek sivil örgütlenme ve sendikalaşmayı kolaylaştırıcı önemli bir adım daha attık. Bugün herhangi bir sendikaya üye olan yaklaşık 2 milyon işçi kardeşimiz var. Sendikalaşma oranı açısından da artışı görmek mümkün. 2013'te yüzde 9 olan işçilerimizin sendikalaşma oranı, yüzde 14'e yükseldi. Gayretimiz bu oranın daha da artması yönünde."
Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısını 10 Aralık'ta, üçüncü toplantı 17 Aralık'ta yapacak.
"ASGARİ ÜCRETİ NOMİNAL OLARAK 10 KAT ARTIRDIK"
Emeğe, alın terine ve üretkenliğe her daim sahip çıktıklarını dile getiren Selçuk, bu anlayışla çalışanların hakkını ve hukukunu her mecrada savunduklarını söyledi.
Geçen yıl itibarıyla kamuda çalışan alt işveren işçilerin sürekli işçi olarak istihdam edilmelerini sağladıklarını anımsatan Selçuk, şöyle konuştu: "Asgari ücreti; 2019'da bekar ve çocuksuz bir işçimiz için günlük net 67,36 lira, aylık net 2 bin 20 lira 90 kuruş olarak tespit ettik. Dolayısıyla, yüzde 26 oranında artış sağlayarak, işçilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğimize dair verdiğimiz sözü de tutmuş olduk. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişten sonraki bu ilk asgari ücretin, oy birliği ile kabul edilmesi de uzlaşı zeminin gücünü gösterdi. 2002'de 184,3 lira olan net asgari ücreti 2019'da 2 bin 20 lira 90 kuruşa çıkararak nominal olarak 10 kat artırdığımıza dikkatinizi çekmek isterim. Reel anlamda ise asgari ücreti yaklaşık bir buçuk kat arttırmış bulunmaktayız. Uluslararası veriler ışığında asgari ücretin işçiye sağladığı satın alma gücüne baktığımızda, geldiğimiz nokta itibarıyla önemli bir ivmeye sahibiz. 2019 itibarıyla ülkemizde uygulanan asgari ücretin Bulgaristan, Yunanistan, Polonya, Macaristan, Romanya, Portekiz gibi daha birçok Avrupa Birliği ülkesini geride bıraktığını görüyoruz. Asgari ücretin satın alma gücüne yansımasına baktığımızda AB üye ve aday ülkeleri içerisinde 2002 başında 15'inci sırada, 2017 ve 2018 yıllarında 12'nci sıradayken bu yıl ülkemiz 10'uncu sıraya yükselmiş durumda."
"ASGARİ ÜCRET BÜTÜN OLARAK ÜLKE EKONOMİSİNİ DE ETKİLEMEKTE"
Asgari ücretlilerin gelirinde vergi diliminin değişmesi nedeniyle yaşanan düşüşü 7103 sayılı Kanunla önlediklerini anımsatan Selçuk, şöyle devam etti: "Asgari ücret, özünde bir sosyal koruma ücreti olmasına rağmen; ihbar ve kıdem tazminatı, prim, vergi ve idari para cezaları, işsizlik ödeneği, evde bakım ücreti, asgari geçim indirimini de bire bir etkiliyor. Diğer taraftan, genel ücret seviyesini, istihdamı, üretim-tüketim dengesini, yatırımları, rekabeti yani bir bütün olarak ülke ekonomisini de etkilemekte. Güncel verilere bakacak olursak, işsizlik rakamları ağustos ayı itibarıyla yüzde 14 seviyesinde. 2019 sonu beklentimiz ise yüzde 12,9 düzeyinde. 2020'de ise bu oranın yüzde 11,8 seviyesine gerileyeceğini ve azalan seyrini sürdüreceğini öngörüyoruz. Uygulayacağımız istihdamı destekleyici politikalar ile işsizlik rakamlarının tek haneye geldiğini ve sürdürülebilir bir seviyeye indiğini görüyor olacağız. Başta da ifade ettiğim gibi buradaki temel meselemiz işin kendisini yani istihdamı korumak. Tabii bu hedeflere ulaşılması ancak sosyal tarafların güçlü iş birliği ile mümkün. Komisyonda tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi asgari ücretin tüm tarafların uzlaşısı ile tespit edilmesini canıgönülden diliyorum."
TÜRK-İŞ BAŞKANI IRGAT
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, "2020 yılı için asgari ücretle çalışanlardan fedakarlık beklenmemelidir. Fedakarlığı ekonomik gücü olanlar yapmalıdır. Asgari ücretle çalışmak durumunda olan milyonlarca işçi ve ailesi, bu çalışmaların olumlu sonuçlanmasını beklemektedir." dedi.
Irgat, 2020'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Reşat Moralı Salonu'nda yapılan Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısında, toplumun büyük çoğunluğunun Komisyon çalışmalarının sonucunu merakla beklediğine dikkati çekti.
Asgari ücret düzeyinin, idari para cezalarından sosyal güvenlik primine esas günlük kazancın alt sınırına, işsizlik ödeneğinden bireysel emeklilik sistemi katkı payına, asgari geçim indiriminden isteğe bağlı sigortalılığa kadar uzanan birçok alanı etkilediğini vurgulayan Irgat, şöyle konuştu:
"Fakat asgari ücret alarak yaşamlarını sürdürmek zorunda olan çalışanların beklentisi çok daha farklı. Her alanda devam eden fiyat artışları karşısında geçim şartları giderek ağırlaşmaktadır. Çalışanların ve ailelerinin geleceğe dair umutları kaybolmamalıdır. Yarın enflasyondaki son durum devletin istatistik kurumunca açıklanacak. Vurgulamak gerekir ki resmi enflasyon ile halkın enflasyonu arasındaki fark giderek artmaktadır. Hissedilen ve yaşanılan enflasyon daha yüksektir. Doğal gaz ve elektrik gibi dar gelirli kesimin harcamalarında ağırlığı olan hizmetlerdeki fiyat artışı dayanılmaz boyutlarda olmuştur. Gıda fiyatlarındaki artışın aile bütçesine getirdiği yük, mutfak harcamasında bile kısıntıya neden olmuştur."
"BEKAR BİR İŞÇİNİN YAŞAM MALİYETİ 2 BİN 578 LİRA"
Fiyat artışları söz konusu olduğunda temel alınan artış oranının, ücret artışlarında geçerli olmadığını anlatan Irgat, "Diğer bir ifadeyle, ücretli çalışanlardan alırken ölçü kepçe olurken verirken kaşıktır. Asgari ücret kadar bir gelirin vergi dışı bırakılması tüm emek örgütlerinin ortak talebidir. Ancak yıllardır bu konuda adım atılmamıştır." ifadelerini kullandı.
Irgat, ücretli çalışanların yetersiz olan gelirlerinin enflasyon karşısında iyice eridiğini belirterek, şunları kaydetti: "Asgari ücret daha tespit edilirken eksiktir. 2019 yılı asgari ücret belirlenirken, görev verilen istatistik kurumu tek bir işçinin geçim ücretini net 2 bin 213 lira 40 kuruş olarak hesaplamıştır. Bu tutar, daha tartışma konusu olurken, Komisyon asgari ücreti bu tutardan yaklaşık 200 lira daha düşük olarak ilan etmiştir. Aradaki fark ya harcamaları kısarak, yaşama standardını düşürerek karşılanmaya çalışılmakta ya da borçlanılarak gelecekteki gelire ipotek koyulmaktadır. Türk-İş, geçtiğimiz hafta açıkladığı araştırmasında, bekar bir işçinin yaşam maliyetini aylık net 2 bin 578 lira olarak belirlemiştir. Bekar bir işçi için geçerli asgari ücret ile yapılması gereken harcama arasındaki fark giderek artmıştır. Asgari ücreti geçmiş bir yılın seviyesiyle kıyaslayarak enflasyonun üstünde belirlendiği ileri sürülebilir. Simit-çay hesabı da yapılabilir. Yumurta karşısında satın alma gücünün arttığını söylemek de pekala mümkündür."
"İŞSİZLİK SORUNUN TEMELİNDE MALİ POLİTİKALAR BULUNMAKTA"
Halen geçerli olan asgari ücretin bekar bir işçi için günlük net 67 lira 36 kuruş olduğuna dikkati çeken Irgat, asgari ücretin pazarlık ücreti olmadığına işaret etti.
Asgari ücretin ülkede uygulanmakta bulunan ekonomik ve sosyal politikaların bir yansıması olduğunu dile getiren Irgat, şu değerlendirmede bulundu: "Çalışanlar ve ailelerinin geçimine 'yetecek' ücret, Komisyon çalışmalarının temel amacı olmalıdır. Ancak ülkenin 'ekonomik şartları' gerekçe yapılarak asgari ücret düşük belirlenmek istenmektedir. Oysa ülkenin ekonomik kurumları, resmi rapor ve açıklamalarında olumlu gelişmelere işaret etmektedir.
Bu veriler Komisyon çalışmalarında da sosyal taraflarla paylaşılmaktadır. Ama söz konusu asgari ücret olunca yine işçiden fedakarlık beklentileri gündeme taşınmaktadır. İşsizlik baskısı, yeni çalışma alanlarının sağlanmasında karşılaşılan güçlükler, aynı gemide olduğumuz hususu ön plan çıkarılmakta.
Türkiye'de istihdam ve işsizlik sorunun temelinde uygulanan ekonomik ve mali politikalar bulunmaktadır. İşçilerin olumsuz bir etkisi söz konusu değildir. İşçinin emeği ve birikimine yönelik uygulamalardan artık vazgeçilmelidir. Ücretli kesimin işsizlik riskine karşı oluşturulan işsizlik sigortası fonu, işveren kesimine sağlanan teşvik ve muafiyetlerin kaynağı haline getirilmiştir. Asgari ücretliden kesilen vergi kadar bir tutar, işverenlere sosyal güvenlik prim indirimi olarak verilmektedir."
"KOMİSYON ÇALIŞMALARINDA BELİRLEYİCİ OLAN HÜKÜMETİN YAKLAŞIMI"
Nazmi Irgat, asgari ücretin önemli bir sosyal politika aracı olduğunu, sosyal devlet ilkesinin gereği olarak hükümetin tercihini dar ve sabit gelirli kesimden yana yapması gerektiğini söyledi.
İnsanların çaresizliği ile yüksek işsizliğin, asgari ücreti düşük belirlemenin gerekçesi yapılmaması gerektiğini dile getiren Irgat, söyle devam etti: "Dünyada gelişmiş ilk 20 ülke içinde olan Türkiye, bu performansını asgari ücret seviyesinde de göstermelidir. Avrupa Birliği ülkeleri asgari ücret sıralamasındaki yeri ülkemizin konumuna yakışmamaktadır. Dünyanın her ülkesine kaliteli mal ve hizmet ihracatı yapan Türkiye, ücret ve çalışma şartları, örgütlenme düzeyi, sosyal diyalog konusundaki yaklaşımıyla da örnek olmalıdır. 2020 yılı için asgari ücretle çalışanlardan fedakarlık beklenmemelidir. Fedakarlığı ekonomik gücü olanlar yapmalıdır. Asgari ücretle çalışmak durumunda olan milyonlarca asgari ücretli işçi ve ailesi, bu çalışmaların olumlu sonuçlanmasını beklemektedir.
Çalışanların geçim şartlarının iyileştirilmesi öncelikli konumuzdur. Ekonomik ve sosyal politikalar insanların mutluluğu ve refahı içindir. Gelirin adaletli dağılması iş barışının güvencesidir. Asgari ücret belirlemelerine daha geniş çerçevede yaklaşılmalıdır. Asgari ücret konusundaki yaklaşımımızı, savunduğumuz ilkeleri her Komisyon toplantısında ifade ettik. Komisyon çalışmalarında belirleyici olan hükümetin yaklaşımıdır. Geçmiş kararlara bakıldığında, hükümetin ağırlıklı olarak işveren kesimiyle birlikte tutum aldığı görülmektedir. İşçi kesimi olarak alınan kararlara katılım sağlanacak bir noktaya ulaşamadık. Umut ederim ki beklentilere uygun bir asgari ücreti bu yıl tespit etme imkanını hep birlikte buluruz."
Etiketler
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN