Artık Talep Yatırım Bankalarına
Bankacılıkta Sisli hava Dağılır dağılmaz, Türk ticari bankaları da yatırım bankacılığına yönelecek. Çünkü, dünyadaki trend bu..
Polisiye romanlara dönen operasyonlardan başımızı kaldırıp dünyaya baktığımızda. Karşımıza çıkan eğilim şu: Ticari bankalar, yatırım bankalarını satın alıyor. Örnek mi? Dünyanın sayılı ticari bankalarından olan Deutsche Bank üç yatırım bankasını satın aldı. Bunlar, Morgan Grenfell, Bankers Trust ve Alex Brown . Veya bir dev ticari banka olan Citibank’ın da, Salomon Smith Barney’in yanı sıra Schroders ve Nikko’nun yeni sahibi oldu. Peki dünyanındört bir tarafına yayılmış , birinin aktif büyüklüğü dahi Türk ticaret bankacılık sisteminin aktifinden büyük olan ticari bankalar yatırım bankacılığına yönlendiler? Deutsche Bank Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üyesi Mete Başol ile bu konuları görüştük. Başol’a göre yatırım bankacılığına olan talebin nedeni, daralan marjlardan kaynaklanan rekabet.. Bu artık sebepleri herkesçe bilinen gelişmeler sonucu, gerçek bankacılık işlemlerine dönen Türk bankalarının da genel durumunu yansıtıyor. Artık Türkiye’de de rekabet kuralları işleyecek.
Yeni trendin iki taraflı bir isteğin sonucu ortaya çıktığını söylüyor Mete Başol ve ekliyor; “Müşteri ihtiyaçları ciddi şekilde sofistike olmaya başladı. Bu yüzden müşterilerin tüm problemlerini çözdüğü ürünlere ihtiyacı var. Bunu, tek başına yatırım bankaları , ne de ticaribankalar yapabiliyor. Örneğin tahvil ihraç ettiğimiz müşteri aynı zamanda kredi ürünlerinin sağlanmasını istiyor. Yatırım bankası da bunu karşılayamıyor. Bu gelişme sonucu yatırım bankasında müşterisinin ihtiyacını karşılamak için böyle bir istek oluşuyor. Ticari bankalar da müşteriler yatırım bankacılığı ürünlerindenyararlanmak istediği için aynı isteği duyuyor. Ticari bankalar ürün yelpazesini finansal sektörün tüm hizmetlerini kapsayacak şekilde geliştirmeye çalışıyor. Yani müşteri istekleri doğrultusunda bu yeni trend yaşanıyor” diyor.
ÇÖZÜM ÜRETİCİ BANKACILIK;
Bu yeni eğilimde bir de bankaların ölçek ekonomileri etkili. Yani tüm finansal enstrümanlara sahip olması gerektiği maliyet avantajları. Başol, gerek yatırım bankalarının, gerekse ticari bankaların aynı çatı altında birleşmenin problem çözümünde konsantre yaklaşımı beraberinde gerektiğini kaydediyor. Dolaysı ile , tek bir kurumla, bir çok sorunu çözmek mümkün oluyor. Böylece müşterilere çok daha derin ve çözüm üretici bankacılık yapabiliyor, satın alma yoluyla büyüyen bankalar , büyük bilanço ve fonlara sahip olabiliyor. “Büyüyen bankaların büyük bilançoları oluyor. Böylece fonlar daha etkin ve ciddi kullanabiliyor” diyor. Bu eğilimin Türkiye’de yansıması nasıl olur sorununa ise Başol, istikrar programınınbaşarısına bağlıyor. Çünkü, enflasyon düşerse şimdi kamunun yaptığı tahvil ve bono ihraçlarını, özel kesim de yapmaya başlayacak. Böylece bankalar da , yatırım bankacılığı yapan bölümlerine ağırlık verecekler. Başol, “Ya da çeşitli konsolidasyonlar yaşanacak. Önümüzdeki kısa dönemde , aracı kurumlar arası birleşmeler yaşanacak, ardından bu sektörün bankacılık sektörü ile yan yana geleceği bir trend görülüyor” diye konuşuyor. Başol, istikrar programının sağlıklı işlemesi halinde , özellikle Latin Amerika ülkelerinde olduğu gibi yabancı bankalarınpayını arttırmasının doğal olduğunu düşünüyor. Bu durum, Türk bankaları için neler getirip neler götürecek? Türk Bankacılık sistemine, yabancı bankaların ilgi gösterdiklerini de gördüklerini söyleyen Başol, “Bir takım bankaların gerek fondaki bankalarla, gerekse diğer bankalarla ilgilendiklerini duyuyoruz” diyor.
Başol’a göre yabancıların yoğun bir şekilde ülkeye gelmesi halinde üzerinde durulması gereken en önemli alan teknoloji.Başol teknoloji alanında görüşlerini şöyle özetliyor; “Türkiye’deki bankalar da, geçtiğimiz dönemlerde elde ettikleri karlılığın desteği ile önemli ölçüde teknolojiye yatırım yaptılar ve dünya standartlarına ulaştılar.Ancak, Türkiye’deki bankacılık sistemine girmesi beklenen yabancı bankaların sunacağı teknoloji ile rekabet edebilmeleri için, bu alanda ciddi yatırım ve geliştirmeye gitmeleri gerekiyor. Burada sorun olabilecek nokta ; bankaların bu yatırıma kaynak sağlayacak karlılık derecelerin aynı seviyelerde olup olmayacağıdır. Yabancı bankalar teknolojiye global anlamda yatırım yapıyor ve yayıldıkları ülkeye adapte ediyor. Bundan dolayı yabancı bankaların Türkiye’ye adapte edecekleri teknoloji de Türk bankalarına bir maliyet avantajı sağlayacak.” (PARA)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN