Yabancıların yatırım kararları ne yönde?
ımg>Şevin Ekinci
Ekinci Economics Consulting
Konu tahmin edeceğiniz üzere daha çok ABD Merkez Bankası'nın (Fed) ne zaman faiz artışına başlayacağı üzerine yoğunlaşmıştı. Kimse artık yatırımcı refleksinin bu karara bağlı olduğunu inkâr etmiyordu. Beklentiler ikiye ayrılmıştı. Goldman Sachs ve JP Morgan gibi faiz artırım beklentilerini daha öne (erkene) çekenler ve uzun süredir 2015 ikinci yarısından önce faiz artırımı beklemeyenler. Aslından en son açıklanan Fed tutanaklarını ince detaylarına inerek okuduğunuzda 2015 ikinci yarıyılından önce faiz artırımı beklemeyenlere hak vermemek elde değil ama bu, başka bir yazımın konusu olacak.
Burada değineceğim daha çok katıldığım toplantıda yabancı yatırımcıların reflesinde ne yönde değişim gördüğüm konusu olacak. Finansal piyasalarda oluşan bu düşük volatilite/düşük faiz ortamında yabancı yatırımcının riskten kaçınma refleksinin bono piyasasından hisse senedi piyasasına kayma şeklinde gerçekleşeceği bekleniyor. Yaptığımız bu telefonla strateji toplantısında da, önümüzdeki dönemde yatırımcıların uzun vadede risklerini yönetmek için bono piyasasından hisse senedi piyasasına kayacağı konuşuldu. Bir sonraki konu ise “peki hangi hisse senetlerine?”. Şu ana kadar ABD hisse senetleri en yüksek performansı gösterdi (BRIC-Gelişmekte olan ülke ve AB’ye göre), ABD hisselerinde diğerlerine nispeten çok daha fazla yukarı yer yok. BRIC tarafında ise Hindistan ve Çin başı çekerken Brezilya’da ciddi düşüşler görüldü. 2010 yılı başından bu yana hisse senetlerinde en yüksek performansı gösteren gelişmekte olan ülkeler BRIC dışındaki ülkeler oldu. Mesela MSCI gelişen ülkeler endeksinden baktığımızda Tayland’da yüzde 110.8, Meksika’da yüzde 36.6 Endonezya’da yüzde 30.8 getiriler görülüyor. Türkiye hisse senetleri bunun çok gerisinde sadece yüzde 1.6 yükseldi.
BRIC tarafında görülen bu görece daha düşük performanstan sonra, burada artık daha fazla yükseliş potansiyeli görülüyor. Hindistan buna önemli bir kanıt, 9 Eylül 2013’deki en düşük seviyesinden bu yana Hindistan MSCI Endeksi dolar bazında yüzde 40 yükseldi. Bunun en önemli sebebi de politik değişimler oldu. Aynı durum Brezilya için geçerli olabilir. Önümüzdeki dönemde Ekim’de yapılacak seçimlerden dolayı özellikle Brezilya hisse performansının çok cazip olması bekleniyor. Hatta Brezilya’da gerçekleşecek politik değişimler MSCI Brezilya endeksinde Hindistan’dan çok daha fazla kazançlara sebep olabilir. Brezilya’da Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalması ve hâlihazırdaki Cumhurbaşkanı Dilma Roussef’in seçimleri kaybetmesi bekleniyor. Böyle bir durumda Brezilya’da özellikle devlet tekelindeki kamu kuruluş ve enerji sektörü hisselerinde ciddi kazançlar olacağı öngörülüyor.
Aynı şekilde Endonezya’da da seçimlerde Jokowi’nin kazanmasının Endonezya piyasalarını önümüzdeki 6 ay boyunca destekleyeceği iddia ediliyor. Türkiye için ise Irak tansiyonunun sermaye akımına mani olmayacağı konuşuldu. Özellikle Başbakan Erdoğan’ın Ağustos ayında Cumhurbaşkanı seçilmesinin (buna neredeyse oldu gözüyle bakıyorlar) Türkiye’de altyapı-kaynaklı sektörlere, metal ve kimya sektörlerine yarayacağı yorumları yapılıyor.
Peki ben ne düşünüyorum? Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri için verilen beklentilere şu an için katılmadığımı söyleyemeyeceğim. Ancak Temmuz nispeten bu senenin en risksiz ayı gibi duruyor. Her ne kadar en son açıklanan Fed tutanaklarını benim şahin beklentilerimi bir miktar törpülemiş olsa da ABD’de önümüzdeki dönemde açıklanacak veriler çok önemli. Artık beklentiler daha çok Fed tutanaklarına göre değil, ABD’de yaptığınız ve normalde ekonometrik modellere dayandırarak yapmanız gereken enflasyon, büyüme ve işsizlik oranı tahminlerinize bağlı olmalı. Çünkü Fed tutanakları faiz artırımı için kesin bir tablo ve tarih vermiyor.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN