Petrole rağmen cari açık nasıl artıyor?
ımg>Şevin Ekinci
Ekinci Economics Consulting
Ödemeler dengesini bir çeşit bilanço gibi değerlendirerek bir varlıklar bölümü bir de yükümlülükler bölümü olarak ayıralım. Burada varlıklar bölümü cari işlemler dengesi olur; ki bu Türkiye de genelde eksi olarak cari açık olarak açıklanır yükümlülükler bölümü ise finansman dengesidir ki burada yurtdışından ülke kasasına giren yabancı para cinsinden varlıklarını görürüz (yabancıların yurtiçindeki portföyü –bono, hisse senedi- yatırımları, yurtiçi yerleşiklerin yurtdışı bankalardan kullandığı krediler vb.). Yükümlülükler de artı verir çünkü cari açığı beslemelidir. Bunun dışında ödemeler dengesinde üçüncü bir hesap kalemi vardır ki o da net hata noksan kalemi olarak tanım gereği ölçüm hataları ve tablodaki verilerin eksik veya fazla derlenmesinden kaynaklansa da daha çok özel sektör kaynaklı henüz kaydi olmamış yabancı para giriş çıkışlarından oluşur.
Kasım ayında yukarıda varlıklar diye belirttiğim cari işlemler dengesi 5.6 milyar dolar açık verdi. Bu rakam bu sene cari işlemler dengesinde görülen en büyük aylık açığa tekabül ediyor. Aylık bazda ihracat 14.2 milyar dolar artarken ithalat yine yılın en yüksek gerçekleşmesiyle 20.8 milyar dolar oldu ve cari işlemler dengesinin içindeki dış ticaret dengesinde yaklaşık 7 milyar dolarlık bir açığa sebep oldu. Bu da aynı şekilde bu yıl içindeki en yüksek dış ticaret açığı idi. Cari işlemler dengesi içinde olan hizmetler dengesi tarafında ise Kasım ayında turizm gelirleri sayesinde 1.5 milyar dolarlık bir gelir oluştu.
Birçok mecrada duymuşsunuzdur, petrol fiyatlarının düşüşü bizim cari açığımıza yarayacak diye. Bu söylemin arkasında yatan ana sebep Türkiye dış ticaret açığının artmasına sebep olan ithalatın büyük bir bölümünü (yüzde 25) temsil eden kalemin enerji olmasıdır. Örneğin 2014 yılı başından Kasım ayına kadar oluşan 220 milyar dolarlık ithalatın 51 milyar dolarlık bölümü yakıt ve mineral yağ kalemlerinden oluştu. Üretimde girdi olarak kullanılan enerji kalemindeki maliyet azalışı cari işlemler açığını da iyileştirecektir. Türkiye’de petrol fiyatındaki 1 dolarlık düşüş cari açıkta 400 milyon dolarlık azalmaya neden oluyor.
Ancak burada iki durumu göz ardı etmemek gerekir. Kasım ayı ortalarında Brent petrolün varil fiyatı 79 dolar düzeylerindeydi, Kasım ayı sonlandığında da 70 dolar civarındaydı. Birincisi, petrol fiyatlarındaki düşüş daha önce yapılan alım sözleşmelerinden dolayı tüketiciye geç yansıyor. Bunun için petrolün 6 ila 9 ay arasında oluşacak ortalama fiyatı önemli. Bu fiyat Aralık sonundaki seviyelere bakıldığında 75 dolar seviyelerinde (Aralık ayı sonunda Brent petrol 56 dolar olmasına rağmen). Bu şekilde devam ettiğinde örneğin doğalgaz fiyatlarına indirim ancak 2015 yılının dokuzuncu ayından itibaren yansıyacak.
Aynı şekilde, depolama zamanları da önemli. Örneğin rafinerilerin depolarının ne oranda dolu olduğu ya da hangi fiyat üzerinden alınan petrolün depolandığını bilmiyoruz. Türkiye’de birçok özel sektörün depolama kapasitesi mevcut. Akademik çalışmalar da 1970-2010 arasında net petrol ithalatının fiyat esnekliği hesabında Türkiye’de kısa ve uzun dönem net petrol ithalatının petroldeki fiyat değişimlerinden etkilenmediğini gösteriyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşün hemen o ay yahut takip eden kısa vadede ithalat fiyatlarına yansımadığını görüyoruz.
İkinci göz ardı etmemiz gereken durum ise EPDK’nın en son yayımladığı rapora göre ham petrol ithalatı tonajının 2014 yılının Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 40.4 arttığı. Kasım ayında da, bu kadar yüksek bir oranda olmasa da bir önceki yılın aynı ayına göre ham petrol ithalatı tonajında artış oluştu. Bunların neticesinde Türkiye ithalatı içerisinde yüzde 25 paya sahip olan global enerji fiyatlarındaki düşüşe rağmen Türkiye’de ithalat Kasım ayında aylık bazda yüzde 12’ye yakın arttı.
Bunların dışında, ihracat performansındaki bozulma da cari işlemler dengesindeki açığın Kasım ayında büyümesine sebep oldu. TİM’den edindiğimiz verilere göre Türkiye ihracat performansı son aylarda yılın ilk ayında görülen yüzde 10 ve yılın genelinde görülen yüzde 5-6 civarında yıllık artış oranlarının çok gerisinde kaldı. İhracat Kasım ayında TİM verilerine göre yıllık bazda yüzde 6.4 oranında düşerken Aralık ayında sadece yüzde 1.1 büyüdü. Bu durumda Aralık ayında da çok olumlu bir cari işlemler dengesi rakamıyla karşılaşmayabiliriz.
Bizim beklentimiz petrol fiyatlarının en erken Ocak en geç Şubat ayında ithalat fiyatlarında kendini göstermesiyle cari işlemler dengesine olumlu etki yapacağıdır ancak burada ihracat performansı hakkında da isabetli tahmin yapmak gerekir ki hem Avrupa Birliği hem Rusya’daki gelişmeler ihracat tarafına temkinli yaklaşmamıza sebep oluyor. Burada ödemeler dengesinde her zaman savunduğum tezimi yinelemem gerekecek: bir ülkeye ne kadar finansman girişi artarsa (bu yazı başında bilanço yükümlülüğü olarak betimledim) cari işlemler açığınız artacaktır. O yüzden finansman girişinin kalitesi (vadesi) ülkeyi krize sokmaması için önemlidir.
Cari açığın finansmanı uzun vadeli yatırımlarla yani doğrudan yabancı sermaye ile geldiğinde buradaki sorun minimuma iner. Bu konu başka bir yazının konusu hatta daha önce bu platformda bu konu ile ilgili yazmıştım (http://bigpara.hurriyet.com.tr/haber-detay/bigpara-uzman/cari-dengede-bozulma-mi-basladi/949476/). Yine de Kasım ayında incelediğimizde finansmanda sağlıksız denge devam ediyor. Uzun vadeli doğrudan sermaye yatırımları Kasım ayında nette negatif bir görüntü verirken yurtiçine yapılan doğrudan yabancı sermaye yatırımları finansmanın sadece yüzde 9’unu kısa vadeli portföy yatırımlarından (hisse senedi, bono) yabancı sermaye ise finansman kaleminin yüzde 35’inden fazla bir payını oluşturdu.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN