Isıtılıp ısıtılıp önümüze konulan konu: Global Resesyon
2002-2007 yılları arasında hep Türkiye ekonomisi üzerine araştırma yapıp yazdığım için pek dünya ekonomisini takip etmediğimden konu çok ilgimi çekmişti. O zamandan bu zamana kadar da ‘global resesyon’ ya da “dünyayı resesyon korkusu sardı” başlıkları bende deja-vu etkisi yaratır, 2007-2008 yıllarında tatil zamanı bile business lounge bulup dış basında dünya resesyonda haberlerini dinlediğim zamanlar aklıma gelir.
Ancak, söz konusu konu “global resesyon” olduğunda bu kadar sık deja- vu olmasının gereksizliği üzerinde durmadım değil. 12 sene bu şekilde geçti. Geçenlerde yine çeşitli dergilerde global resesyona karşı bir uyarıyla karşılaşınca bu sefer bu çığırtkanlığın baskısına kapılmayacağım dedim. Tabi sözüm, Türkiye’den dışarı, dünya ekonomisi için geçerli.
Gelin hep beraber, aynı bugün gibi, son global resesyondan (2009) beri manşet olmuş her sene başı o sene için çağrı yapan bu haberlere göz atalım:
https://www.infowars.com/economist-the-world-is-at-risk-of-recession-in-2014/
http://fortune.com/2014/10/28/global-recession-us-europe-china/
https://www.investopedia.com/articles/investing/071515/6-factors-point-global-recession-2016.asp
https://www.forbes.com/sites/peterhans/2016/12/27/recession-in-2017/#5c2a22552d4f
https://www.newsmax.com/finance/peterreagan/signs-recession-economic-2018/2018/01/05/id/835505/
Gerçekten de, son elli yılın en zararlı finansal krizi olan 2008 finansal krizinden sonra, 2009 yılında dünya global bir resesyon yaşamıştı ve milyonlarca insan işsiz kalmıştı. 2009 yılındaki bu global resesyon IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası yöneticileri tarafından son dört global resesyonun en kötüsü olarak adlandırılır.
Ancak; yukarıda önemli yabancı basın haber linklerinden anlayacağınız o ki 2008-2009’da gerçekleşmiş olan global resesyondan beri, her senenin başında global resesyon gelecek uyarısı yapılmış. Bu haberleri her yıl okuyan, ekonomi uzmanı olmayan bir kişiden “ya bu zat-ı muhterem bir gelmez mi ya da geldiyse gitmez mi” diye doğabilecek bir soru pekâlâ normal karşılanmalıdır.
İstatistiksel olarak, ekonomi şartlarında resesyon yaşanan bir senenin akabinde ekonomik toparlanma yaşanır. Resesyonlar yaşanır ve bazıları normalden daha uzun sürer. Ancak ekonomi tarihi gösterir ki resesyonlar sonlanır ve sonlandıklarında da bunu ekonomik toparlanma takip eder. Bu toparlanma, ya çok yavaş uzun vadeye yayılarak olur, ya da hızlı bir şekilde kısa sürede gerçekleşir. Bu durumda ya 2009 yılında yaşanan global resesyondan sonra tekrar beklenen global resesyon gerçekleşmiyor, ya da ekonomi basını yanlış bir terimin üzerinde duruyor. Global resesyon dediğimiz bu durum gerçekleşmediği için de toparlanma haberleriyle karşılaşmıyoruz.
Kafanızı karıştırdıktan sonra her şeyin yerli yerine oturması için global resesyonun ne anlama geldiğini söyleyelim. Global resesyon, uzunca bir süre tüm dünyada ekonomik düşüşün görülmesi durumudur. Teknik tanım olarak IMF (Uluslararası Para Fonu) bunun için uzunca bir süre negatif büyüme rakamı (gayrisafi yurtiçi hâsıla büyüme oranı) verilmesi gerektiğini belirtir. ABD’de bu, uzunca bir süre yerine, iki çeyrek artarda negatif büyüme oranı olması gereği şeklinde belirtilir.
IMF’e göre dünyada dört büyük global resesyon yaşandı. Bunlar 1975, 1982, 1991 ve 2009 yıllarında gerçekleşirken en geniş ve derin çaplısı 2009 yılında oldu. 2007-2009 yılları arasında yaşanan global resesyonun nedeni finansal piyasalar kaynaklı idi. Tabi global resesyonun teknik tanımının arkasında sadece negatif büyüme oranı değil buradaki yavaşlamayı destekleyen diğer belli başlı verilerin de olması gerekiyor. Örneğin ticaret, sermaye hareketleri, istihdam piyasası gibi verilerde de aynı zayıflığı gözlemlememiz gerekiyor.
Global büyüme oranını analiz edebilmemiz için de tüm ülkelerin gayri safi yurtiçi hâsıla büyüme oranı toplamına bakılıyor. 2009 sonrası yaşanan dönemde ve ileriye dönük en doğru analizi rakamlara bakarak yapabiliriz. Aşağıda düzenlediğim tabloda, belli başlı ülkeler ve bölgeler için, hem 2008-2009 resesyonuna denk gelen tarihlerde hem de her sene resesyon olacak diye ilan edilen söz konusu yıldaki büyüme oranı rakamlarını bulabilirsiniz.
Tablo 1: Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla Büyüme Oranı (%, yıllık değişim)
Kaynak: OECD
Her ne kadar OECD, tüm ülkeleri tek çatı altında toplayarak dünya gayri safi yurtiçi hasılasını bizim için hesaplamış olsa da, burada detayları analiz edebilmeniz açısından diğer ülkelerdeki büyüme oranlarını da verdim. Bu veriler bize, gerçekten de dünyada 2008-2009 finansal krizi sırasında (Asya’da Çin ve Hindistan gibi ülkeler dışında) toplam dünya ekonomisinde ciddi bir resesyon yaşandığını söylüyor. Ancak takip eden süreçte, yani özellikle yabancı basının her sene başında global resesyon senesi olarak ilan ettiği süreçte aslında stabil bir toparlanma yaşandığını görüyoruz. Bunda tabi ki gelişmiş ülke Merkez Bankalarının attığı adımlar da faydalı oldu.
Bununla birlikte ABD ekonomisinde bu sene yine ılımlı büyümenin devam edeceği beklentisindeyim, istihdam verileri başta olmak üzere birçok öncül büyüme göstergesi buna işaret ediyor. Tezimi sekteye uğratan konu ABD’de hükümetinin bu ara kapalı olması sebebiyle çoğu veriyi açıklamıyor oluşu, öte tarafta ciddi anlamda risk teşkil edecek konu ABD ve Çin arasında çıkacak bir anlaşmazlığın bu sene içinde alevlenmesi olacaktır. Ancak bu tarz riskler her zaman var ve olacak, önemli olan teknik olarak bir global resesyon riski görüp görmediğinizdir.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN