Dipten Dönüş Gerçekleşti mi?
Beklentinin kaynağı ise; Koronavirüs salgını sürecinde daralan ekonomilerde, bugünlerde salgının şiddetinin düşmesi ve vaka artış hızlarının azalması ile çarkların yeniden dönmeye başlamasıyla üretim ve hizmetler alanında hareketlenmenin olup olmayacağı. Bu konudaki en güvenilir veri kaynaklarından biri olan PMI Endeksi rakamlarının Haziran ayı için henüz kesinleşmemiş öncü rakamları bize bazı fikirler verdi.
ÖNCELİKLE ÇOK KISA HATIRLAYALIM NEDIR BU PMI ENDEKSI?
PMI Endeksi, şirketlerin satın alma yöneticilerinin mal ve hizmet satın alma eğilimlerine dair bizlere bilgi veren bir göstergedir. Bu endeksin hesaplanması için şirketlerin satın alma yöneticilerine yönelik anket düzenlenir. Bu ankette; yeni siparişler, stok seviyeleri, üretilen mal ve hizmetlere yönelik talep, bu taleple bağlantılı fiyatlama eğilimleri, tedarikçiler kanadındaki kapasite ve performanslar gibi birçok sorular sorulur ve yanıtlar bir hesaplanarak bir endeks rakamı hesaplanır.
Önceki döneme göre değişimler ile gelecek döneme dair beklentiler hakkında fikir verir. PMI Endeksi 50’den büyükse beklentilerin iyi olduğu, 50’nin altında ise beklentilerin kötü olduğu anlamına gelir. PMI Endeksi aylık olarak hesaplanır ve ekonomilerdeki büyüme ya da daralma beklentisine dair son derece önemli bir gösterge olarak değerlendirilir.
ŞİMDİ DEVAM EDELİM VE DÜNYADA SON DURUMA BİR BAKALIM…
Koronavirüs salgını süresinde ekonomilerin kapanması sonucunda PMI rakamları nerdeyse bir jenerasyonun daha önce hiç şahit olmadığı seviyelere inmişti. Üretim PMI rakamları 30’lara inmişken Hizmet PMI’ları 20’li seviyelere inmişti. En son Haziran ayına dair gelen öncü veriler, hem üretim hem de hizmet tarafında toparlanmaların olduğunu net olarak gözler önüne serdi. Üretim ve Hizmet şeklinde ayrı ayrı ele alacak olursak, Hizmet tarafındaki toparlanmaların Üretim tarafındaki toparlanmadan daha fazla gerçekleştiğini gördük.
Özellikle dikkat çeken toparlanma Fransa’da Üretim PMI 52,1 Hizmet PMI 50,3 ve Bileşik PMI 51,3 gelmesiydi. Salgından en çok etkilenen Fransa’nın 50 seviyesi üzerinde gelen PMI rakamları beklentilerin üzerinde oldu. Euro Bölgesi ve bölgenin en büyük ekonomisi Almanya’da da PMI rakamları beklentilerin üzerinde gelse de 50 seviyesinin biraz altında kaldı. ABD tarafında da yükseliş gösteren PMI rakamlarının Asya tarafındaki durumuna baktığımızda; Japonya’da halen beklentilerin altında kaldığını, Avusturalya tarafında ise beklentilerin oldukça üzerine çıkarak özellikle Hizmet PMI rakamının 50 üzerinde geldiğini gördük.
PEKİ ÜRETİM Mİ YOKSA HİZMET Mİ? HANGİSİ DAHA ÖNEMLİ?
Üretim tarafından gelen veriler sanayideki çarkların dönmeye başladığına ve sanayi üretiminin –dolayısıyla ekonomik büyümenin temel unsurunun- olumlu yönde gelişmeye başladığının, bunun da ekonomilerin büyümelerine dair öncü göstergeler olduğunu söyleyebiliriz. Bu açıdan oldukça kritik derecede önemli.
Hizmet tarafındaki önem ise şuradan kaynaklanıyor. Bilindiği gibi Koronavirüs salgını daha çok fiziki temasa dayalı ve sosyal etkileşimin daha çok olduğu sektörleri fazlasıyla vurdu. Nedir bunlar? Yeme, içme, eğlence, turizm. İlaveten, bu sektörlerde faaliyet gösteren küçük ve orta boy işletmeler de daralan talep neticesinde büyük işletmelere kıyasla çok daha büyük ve kapanması zaman alacak yaralar aldılar. Kısıtlamaların ortadan kalması ve insanların evlerinden sokağa çıkmaya başlaması, hizmetler sektörünün dipten geri dönüşünün daha hızlı olmasını sağladı. Hizmet PMI rakamları perakende satışlar verisi ile daha çok ilişkili olduğundan hizmetler sektörünün hareketlenmesi demek, daralan toplam talebin yeniden canlanması demek. Öyle ki daralan talebin yeniden canlanması, küresel Merkez Bankalarının da önemli önceliklerinden bir tanesi. Bunu her Merkez Bankası Para Politikası Komitelerinin basın açıklamalarında görmek mümkün.
Üretim ve Hizmet PMI rakamları arasında birisi ötekinden daha önemli diye bir kıyaslama yapmak pek doğru olmayabilir ancak dip seviyelerden geri dönüşün Hizmet PMI rakamında daha yüksek oranda gerçekleşmiş olmasının piyasalara verdiği moralin şu günlerde daha fazla olduğunu net şekilde söyleyebiliriz.
PMI RAKAMLARININ PİYASALARA NASIL BİR ETKİSİ OLDU?
Rakamların öncelikle Avrupa’dan -Fransa ve Almanya’dan- beklentilerin üzerinde gelmesi ile birlikte Euro’nun ABD Doları karşısında sert şekilde değerlenerek 1.1257’den 1.1290’a çıktığını, ardından 1.1346 seviyelerine kadar yükselişin devam ettiğini gördük.
ABD Doları’nın Euro karşısında son 20 günlük değer kaybı ardından parite 1,11’li seviyelere geri döndü derken Avrupa’dan gelen güçlü geri dönüş sinyalleri sonrasında Euro’nun değer kazancı yeniden hızlanmış oldu. Şu sıralar piyasalarda konuşulan V şeklindeki toparlanmanın PMI rakamları ile paritelerde sinyallerini gördük.
TOPARLANMA DEVAM EDER Mİ?
Öyle görülüyor ki; temmuz ayında, özellikle turizmin, daha da canlanması sonucunda hizmet PMI rakamları genelde küresel olarak 50 seviyelerinin üzerine çıkacak. Benzer durumu üretim PMI rakamlarında da göreceğiz gibi görünüyor ve bu durum da 2020 yılı ikinci çeyrek büyümelerinin belki de beklenildiği gibi kötü gelmemesi sonucunu doğuracak.
Toparlanmanın devam edip etmemesi hakkında en belirleyici etken de şüphesiz salgına dair ikinci dalganın gelip gelmemesi. Piyasa ikinci dalga haberleri ile yaşamayı da yavaş yavaş öğreniyor ve içine sindiriyor gibi ancak bunun gerçekleşmesi halinde film yine başa sarabilir. Bu sefer de üretim ile hizmet PMI rakamlarının arasındaki fark belki daha da açılabilir, zira ekonomilerin yeniden kapanması ve üretim çarklarının durması lüksü pek fazla yok görünüyor.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN