Büyümede olumlu sinyaller
Büyümenin büyük ölçüde kamu harcamaları ve iç tüketimle desteklendiği geçen yılın ardından bu seneye ilişkin önemli göstergeler açıklanmaya başladı. Bu göstergelerin bir bölümüne göz attığımızda büyümenin ilk çeyrekte bir önceki yıl gerçekleşen yüzde 2,5’lik rakamın üzerine çıkılabileceği beklentisi oluşuyor.
Sanayi üretimi bu yılın ilk ayında arındırılmamış rakamlarla yüzde 3,6 oranında artarken bugün TÜİK tarafından açıklanan verilere göre artış Şubat ayında yüzde 8,4’e ulaştı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi de Şubat’ta yüzde 5,8 arttı. Mart verisini de görmek lazım ama büyümenin öncü göstergesi olan Sanayi üretimi tablosu ilk iki ay itibariyle büyümeyi destekliyor.
Öte yandan TÜİK’in bugün açıkladığı diğer Şubat verilerine göre perakende satış hacmi geçen yıla göre yüzde 7,9 oranında artış gösterdi. Aynı dönemde perakende ciro da yıllık olarak yüzde 15,2 oranında yükseldi. Bu veri tüketim harcamaları açısından olumlu bir gösterge ancak tüketici güveni biraz daha farklı bir tablo çiziyor. Tüketici Güven Endeksine baktığımızda Ocak ayında yüzde 2,7, Şubat ayında yüzde 7 oranında azaldıktan sonra Mart ayında yüzde 0,5 ile sınırlı bir artış kaydettiğini görüyoruz.
Büyüme için olumlu olarak değerlendirilebilecek bazı veriler TCMB’den geldi. Kapasite Kullanım Oranı ve Reel Kesim Güven Endeksi verileri yılın ilk üç ayında kademeli artış kaydederken, geçen yılki seviyelerinin üzerinde yer alıyor.
Merkezi Yönetim Bütçe verilerine bakıldığında bütçe harcamalarının Ocak ve Şubat aylarında arttığı görülüyor, bu da kamunun desteğinin ilk çeyrekte sürdüğüne işaret ediyor. Bütçe giderlerinde Ocak ayında asgari ücret düzenlemesinin etkisi ile yüzde 17’lik artış gözlendi. Şubat ayında ise bütçe giderlerinde çok sınırlı bir düşüş oldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin açıkladığı veriler ihracatın Ocak ayında yüzde 14,4 azaldığını, ardından Şubat’ta yüzde 3,1, Mart’ta da yüzde 2,6 yükseldiğini ortaya koyuyor. İhracat tarafında ılımlı da olsa bir toparlanma görülüyor. Ocak ayı ödemeler dengesi tablosuna bakıldığında ise hem ihracatın hem de ithalatın geçen sene seviyelerinin altında kalması, ilk çeyrekte dış ticaretin büyümeye katkısının sınırlı olabileceğine işaret ediyor.
İlk çeyrek için görünüm böyle ama yılın geri kalan kısmında büyümede olumlu tablonun sürmesi için dünya ekonomisinin de büyümeye devam etmesi gerekli. Küresel ekonomiler için en büyük endişe “yavaş büyüme” iken ABD’de faiz artırımlarının hızı, Avrupa’dan talep, Çin’de büyüme ve petrol fiyatları gibi gelişmeler bizim büyüme performansımızda belirleyici olacak. Özellikle turizm gelirlerinin düşmesinin etkisi, yurtiçinde kamu harcamalarının mali disipline zarar vermeden ne kadar artabileceği, tüketim harcamalarının bu şekilde artmaya devam edip edemeyeceği gibi konular son derece belirsiz. Ayrıca büyümenin hızı kadar kalitesine de odaklanmalıyız. Hedef reformlarla, ihracat ve yatırım odaklı bir büyüme yakalamak.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN