Dövizin yönünü bu etkenler belirliyor
Son zamanlarda bu fonların Türkiye’ye sempatiyle bakmadıkları ortadadır. Ancak Türkiye üzerine düşeni ne kadar yapıyor onu iyi irdelemek lazım.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) dış ticaret verilerini açıkladığında Ağustos 2018 ayında ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 80’lerin üzerine çıktığını gördüm. Kısacası ticari nedenlerden kaynaklanan döviz ihtiyacı zaten neredeyse ticari faaliyetler içerisinde giderilmekte.
Gelelim diğer ihtiyaçlara, yapılan büyük projeler hep döviz cinsi ödemeler içeriyor. Bu durum net döviz alımı demek, bunun yanında eurobond ve yurt dışı tahvil borçlanmaları eğer yüzde 100 (ana para ve faiz dahil) çevrilmezse döviz talebi olacak demektir.
Net dış borç ödemeleri zaman içerisinde hazırlanmamışsa anlık kur hareketleri kaçınılmaz olur. Hele rakam yüksekse çok kötü sonuçlara kadar gidebilir. İşte bu nedenle Hazine ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) koordineli çalışmak zorundadır.
Ülkemizde kurlar girdi fiyatlarını belirlediğinden enflasyon üzerinde ciddi etki yapmaktadır. Dolarize olmuş bir ekonomide dolar önemli bir etkendir. AB ülkeleri, ABD, Japonya gibi ülkelerde kendi paraları işlemde kullanıldığından kurdan kaynaklanan enflasyon söz konusu olmaz.
Parasal istikrar için kur seviyesini kontrol etmesi gereken ancak bugüne kadar başarısız olan TCMB faiz silahını etkisiz olduğu bir zamanda gereksiz rahatlıkla kullandığı için kurların gevşemesi de söz konusu olamadı. Oysa likidite kontrolüne gitmesi gerekiyordu.
Bunlar ekonomik nedenler, yazmaya devam etsek bir kitap olur. TL üzerine gelinmesinin kökeninde parasal yönetim konusundaki zafiyeti iyi kokladıkları var.
Benzer hareketler Sterlin/dolar Euro/dolar gibi paritelerde de oluyor. Ama rekorlar olmuyor. Kaldı ki hemen ilgili merkez bankası soruşturma açıyor. Bu konuda maalesef sınıfta kaldık.
Ortamı boş bulan manipülatörler dövizi nereye kadar taşır tahmin etmek hemen hemen imkansız. Burada arka bahçede neyin pazarlığı nasıl sonuçlanır onu bilmek gerekiyor.
Gelelim teknik sinyallere;
DOLAR/TL
32 iş günüdür aşağı sinyalleri geliyor. 6.0338 TL seviyelerinde yabancı foncuların özellikle dikkat ettiği “fibonacci” desteği var. Şimdilik bu destek çalışmaya devam ediyor. 6.17 TL ve üzeri fiyatlar olduğu takdirde yükselme isteği devam edebilir diyeceğiz. Ancak 6.24 TL’nin üzerinde tutunursa orta vade tekrar yukarı sinyalleri gelecektir.
Aşağı sinyalleri fazla uzun sürdü. Normalde 20-25 günde değişirdi. O yüzden bir ara trend değişimi olabilir. Enflasyon verisi bunun için bahane olarak kullanılabilir.
6.0338 TL desteğinin kırılabilmesi için altında birkaç gün kalması gerekiyor. Eğer bu gerçekleşirse 5.77 TL hedef olacak. Şimdilik bu senaryoya daha ihtiyatlı yaklaşıyoruz.
EURO/TL
21 iş günü süren tutarsız sinyal dönemi yeni bitti ve tüm göstergeler aşağı döndü. Bunda Euro/dolar paritesindeki hareketlerin de etkisi var. 6.88 TL seviyeleri çok önemli bir desteği ve kırabilmesi için net satış gelmesi gerekiyor. Yatay seyirde hareket etmesi ve bazı aşağı yönlü gelen sinyallerin yorulması nedeniyle desteğin çalışma potansiyeli artmıştır. 6.87-6.96 TL bandı önemli bir destek olduğundan altına inmeden düşüşü konuşamayız. 7.12 TL ve 7.30 TL seviyeleri de direnç konumunda. Yani bu bölgelerde satış gelebilir. Euro/dolar paritesinin sert düşüşüyle ortaya çıkan bu durum, aynı paritenin tepki alımıyla da terse düşürebilir. O yüzden Euro/dolar paritesine dikkat etmek gerekiyor.
EURO/DOLAR
Haziran 2018 tarihinden beri yatay seyirde dalgalanıyor. Bazen düşüşü denese de sonra hemen toparlıyor. 1.15-1.18 bandında dalgalandığından bir trend söz konusu değil. 2 gün içerisinde sert düşüş yapması piyasanın sanıldığından da sığ olabileceğini de gösteriyor. Bu tür piyasalarda aşırı alınan risklerin kazanma şansı pek olmaz. Sert gevşemeyle band desteğine yaklaşmış durumda, desteği test edebilir. Ancak özellikle trend olmadığının unutulmaması gerekiyor. Bahsettiğimiz bandın dışında 3 iş günü kalmadan da yeni trendi konuşmayacağız.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN