Kurda düşüşler alım fırsatı
Moody’sin not indirimi sonrası fon çıkışları devam ederken, jeopolitik tarafta Musul operasyonu siyasi tarafta ise Başkanlık sistemi ve yeni anayasa belirsizliği doların TL üzerindeki baskısını artırıyor.
Ekonomide Zayıflama Belirtileri
Ekonomi tarafında ise reformlar hızlandırılsa da gelen veriler pek iç açıcı değil. Yıllık cari açık yeniden 30 milyar doların üzerine yükseldi. Enerji fiyatlarının olumlu katkısının azalması ve turizm gelirlerinin düşük seviyelerde kalması yılın geri kalanında daha yüksek cari açık görmemize neden olacak. Büyüme tarafında beklentiler aşağı yönlü revize edildi. Sanayi üretiminde son üç ayın ortalaması önceki üç aya göre hala daha düşük seviyede. İşsizlik ise yüzde 10.7 ile 5 ayın en yüksek seviyesine yükseldi. Sanayi üretimi Eylül ayında da daralma sergilerse yüzde 3.2 olan büyüme beklentisi gerçekleşmeyebilir.
Merkezin İşi Zor
Bir tarafta büyüme endişelerini dile getiren Merkez Bankası diğer tarafta da fiyat istikrarını sağlamak için çalışıyor. Son toplantıda faizleri sabit tutan Merkez Bankası, kur tarafındaki yükselişten endişe duyduğunu gösterdi. “Döviz kuru ve diğer maliyet unsurlarındaki gelişmeler enflasyon görünümündeki iyileşmeyi sınırlamaktadır” ifadesi, merkezin tamamen kurdaki yükselişten tedirgin olduğunu açıklıyor.
Aralık’ta FED’in faiz artırım ihtimali fiyatlanmaya devam ederken, kurdaki yükseliş yılsonuna kadar devam edebilir. Piyasa beklentisinin aksine faizleri sabit tutan ve bir nevi güven tazeleyen TCMB’nin kurda belirgin bir geri çekilme olmadan yeni bir faiz indirimi yapmayacağını düşünüyorum.
Döviz Borcu Olan Şirketler Zor Durumda Kalabilir
Kurdaki yükseliş en çok döviz borcu olan şirketleri vuracak. FED faiz atışları borçlanma maliyetlerini yükseltecek ve Türk şirketlerinin borçlarını çevirememe riski tekrardan gündeme oturacak. Kısa vadeli refinansman riski düşük. Böyle bir senaryoda, 2017’ye kadar vadesi dolan dış borçların yüzde 70’i kısa vadeli yabancı para cinsinden varlıklarla kapatılabilir.
Finans dışı şirketlerin döviz cinsinden olan borcunun yüksek olması, kurdaki yükselişle birlikte kısa vadeli döviz pozisyonlarının ciddi biçimde büyümesine yol açtı. 2015 yılından bu yana yeniden yapılandırılan krediler yüzde 65 artış gösterdi. Kobi kredileri son 5 yılda 2 kat arttı. Batık kredi oranı yüzde 3. Varlık kalitesinin bozulmaya devam etmesi bankaları sıkıntıya sokabilir.
Kurda Daha Yüksek Seviyeler Görebiliriz
Son dönemde carry işlemlerine baktığımızda Türk Lirası’nın göründüğü kadar ucuz olmadığını söyleyebiliriz. Mart ayından bu yana yapılan faiz indirimleri ile birlikte faiz farkı avantajının (carry trade) yılbaşına göre azaldığını görüyoruz. Ayrıca CDS’ler içerideki risklerden dolayı yüksek seviyelerde kalmaya devam ediyor. Bu durumu göz önüne aldığımızda TL’nin dolara karşı devalüe olmaya devam etmesi beklenebilir.
Zorlu bir dönemden geçiyoruz. TL’de kısa vadeli geri çekilmeler olsa da 3.10-3.35 arası ciddi miktarda alım opsiyonu mevcut olması kurda daha yüksek seviyeler görme olasılığımızı güçlendiriyor. Kısa vadeli destek bölgesi 3.0500-3.0550. Kurda 3.10-3.12 aralığı ilk dinlenme bölgesi. Yılsonuna doğru önce 3.20 sonrada 3.30-3.35 bölgesini görebiliriz. 2017 yılı içerisinde ise kurda 3.75 seviyesi görülebilir. Tabi burada içeride yaşanan gelişmelerin yanı sıra FED’in faiz artışını hangi seviyede sonlandıracağı da önem taşıyor.
2014 yılından bu yana devam eden yükseliş trendinin destek seviyesi ise şu anda 2.98. Bu seviyenin üzerinde kaldığımız sürece kurda yükseliş trendi devam edecek. Grafikte görüldüğü gibi daha önce 6 kez alış geldi.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN