Enflasyon ve şirket kârları ön planda olacak
Haftanın genelinde piyasalardaki iyimserliği destekleyici yönde öne çıkan başlıkların Fed ve TCMB kararı ile 2.çeyrek finansal sonuçları olduğu söylenebilir. Her iki merkez bankası da piyasaların beklentileri doğrultusunda faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmedi.
Fed tarafında dikkat çeken tek gelişme bilanço küçültmenin “görece yakın zamanda” başlayabileceğinin ifade edilmesi oldu. “Görece” vurgusu piyasalardaki risk iştahının bir miktar artmasına ve doların önemli küresel para birimlerine karşı değerini gösteren DXY endeksi son 13 ayın en düşüğüne gerilemesine yol açtı.
TCMB tarafında ise gerek kararın tam olarak piyasaların beklediği şekilde olması gerekse de kararla birlikte yayınlanan metnin önceki toplantı metninin neredeyse birebir aynısı olması nedeniyle öne çıkartabilecek ekstra bir gelişme söz konusu değil. Ancak, TCMB’nin yakın dönemde sıklıkla ifade ettiği gibi enflasyonda anlamlı bir düzelme görülmeden para politikasındaki sıkı duruşun korunacağı yöndeki açıklamalarla alınan kararın uyumlu olmasını enflasyon görünümü ve TL varlıklar açısından olumlu buluyoruz.
Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin 2017 yılı 2. Çeyrek finansal açıklama takvimi 21 Temmuz itibariyle başladı. Konsolide olmayan sonuçlar için 9 Ağustos, konsolide sonuçlar için 21 Ağustos’a kadar devam edecek sürecin henüz başlarında olsak da; şu ana kadar TAV Havalimanları, Türk Telekom, Akbank, Garanti ve Turkcell gibi endeks üzerinde önemli etkiye sahip 5 şirketin 2.çeyrek sonuçlarını karşıladık. Bu 5 şirketin tamamının kârlarının piyasadaki konsensüs beklentilerin üzerinde gerçekleşmiş olmasının da Borsa İstanbul tarafındaki genel iyimserlik havasına katkı sağladığını söylemek gerek. Ayrıca, şu ana kadar açıklanan şirket kârlarının verdiği genel görünüme bakarak benzer durumun ABD tarafı için de geçerli olduğunu not edebiliriz.
Yurtiçi piyasalarda haftanın son işlem gününe başlarken, küresel ve yurtiçi piyasalardaki genel olumlu görünümün bir miktar gölgede kaldığı görülmekte. Bunun temel nedeni de ABD Başkanı Donald Trump'ın, “Obamacare” olarak bilinen sağlık reformu yasasını kaldırma girişiminin, Cumhuriyetçi kanattan gelen 3 olumsuz oyla bir kez daha başarısız olması olduğunu söyleyebiliriz.
Trump’ın göreve gelmesinden bu yana öne çıkan vaatlerinden hemen hemen hiçbirini hâlen tam olarak hayata geçiremediğini görüyoruz. Buna ek olarak, başta başkanlık seçimlerine Rusya müdahalesi olup olmadığı ekseninde dönen tartışmaların eksik olmaması da Trump’a yönelik beklentilerin çok ciddi şekilde sorgulanmasına yol açmakta. “Obamacare”in kaldırılmasının bir diğer ve en kritik vaatler arasında olan vergi indirimlerinin hayata geçirilmesi açısından kaynak yaratma potansiyeli de son gelişmenin önemini artırmakta. Bu ve benzer şekilde Trump’ı siyasi olarak çıkmaza itecek gelişmelerin Trump’ın popülist söylem ve eylemlere daha fazla ağırlık vermesine yol açabilir. Başta Kuzey Kore olmak üzere jeopolitik ve siyasi gerilimi tırmandıracak açıklamalar ve/veya Trump’ın siyasi geleceğine ilişkin endişeleri artırıcı gelişmeler küresel piyasalardaki bahar havasının sert bir şekilde terse dönmesine yol açabileceğinden bu taraftaki gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.
Gelecek haftaya baktığımızda; 1 Ağustos Salı günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yılın 3. Enflasyon raporunun yayınlanacak olması ve 3 Ağustos perşembe günü de Temmuz ayı TÜFE ve Yurtiçi ÜFE rakamlarının açıklanacak olması nedeniyle içeride gündemi enflasyonun belirleyeceğini söyleyebiliriz. 28 Nisan’da yayınlanan yılın 2. Enflasyon raporunda TCMB enflasyonun 2017 sonunda %70 olasılıkla 2017 sonunda orta noktası % 8.5 olmak üzere % 7.3 ile % 9.7 aralığında, 2018 yılı sonunda ise orta noktası % 6.4 olmak üzere % 4.6 ile % 8.2 aralığında gerçekleşeceği tahminini paylaşmıştı. Bu haftaki raporla birlikte 2017 yılına ait tahmininin bir miktar yukarı revize edilmesini yüksek bir olasılık olduğunu değerlendirmekteyiz. Ayrıca, enflasyon raporunun basın toplantısı yoluyla tanıtılacak olması nedeniyle TCMB Başkanı Çetinkaya’nın gerek sunum gerekse de soru-cevap bölümünde vereceği mesajlar da oldukça kritik bir öneme sahip olacak. Hatırlanacak olursa TÜFE nisan ayında yıllık bazda % 11.87 ile yaklaşık son 8.5 yılın zirvesine yükseldikten sonra para politikasındaki sıkı duruş, mevsimsel ve baz etkiler gibi gelişmelerle kademeli olarak gevşeyerek haziran itibariyle % 10.90 seviyesine geriledi. Gelecek hafta açıklanacak temmuz rakamlarıyla birlikte yıllık TÜFE’nin 5 ayın ardından yeniden tek haneye gerileme olasılığının güçlü olduğunu düşünüyoruz. Bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda hem BİST hem de kur tarafında pozitif etki görülebilir. Ayrıca, özellikle son 2 haftadır beklenen ancak detayları henüz paylaşılmamış olan 180 günlük eylem planı ve son günlerde gündeme taşınan olası vergi indirimine yönelik haber akışları da piyasalardaki oynaklığı etkileme potansiyeline sahip olduğundan takip edilmeli. BİST’te payları işlem gören şirketlere ait finansal sonuçlarda piyasadaki seyri etkileyebileceğinden izlenmesi gereken bir diğer önemli başlık olacak.
Küresel ekonomi takvimine baktığımızda ise ABD tarafında salı Kişisel Gelir ve Harcamalar ile ISM İmalat Endeksi, çarşamba ADP İstihdam Raporu, Cuma İstihdam Raporu ve Dış Ticaret Dengesi hafta boyunca öne çıkması beklenen veriler olarak not edilebilir. Özellikle, Salı günü açıklanacak olan Kişisel Gelir ve Harcamalar ile birlikte açıklanacak olan ve Fed’in enflasyon tarafındaki gelişmeler açısından takip ettiği göstergelerden olan Çekirdek Kişisel Tüketim Harcamaları (Core PCE) ile cuma günü açıklanacak olan İstihdam Raporu ile birlikte yayınlanacak olan aylık ortalama kazançlardaki artış rakamlarının son derece önemli olduğunu söyleyebiliriz. Fed’in yasal olarak azami istihdam ve fiyat istikrarı olmak üzere 2 temel hedefi bulunmakta. İstihdam tarafından uzun zamandır genel manada güçlü bir görünüm izlenmesine karşın enflasyon tarafında durum oldukça karışık seyretmekte. Dolayısıyla, enflasyon ve enflasyonun öncüsü olarak değerlendirilen verilerin izleyeceği seyrin önümüzdeki dönemde istihdam tarafındaki gelişmelere kıyasla daha güçlü bir piyasa etkisine sahip olması beklenebilir. Ayrıca, çarşamba günü Cleveland Fed Başkanı Mester ile San Francisco Fed Başkanı Williams’ın yapacağı konuşmalar da özellikle bilanço küçültme ve/veya faiz artırım zamanlamasına ilişkin verebileceği olası mesajlar da küresel piyasalardaki oynaklığı artırabileceğinden takip edilmeli.
Avrupa tarafında pazartesi öncü TÜFE, işsizlik ile Almanya Perakende Satışlar; salı Euro Bölgesi öncü ekonomik büyüme; perşembe Euro Bölgesi bileşik PMI (Satınalma Yöneticileri Endeksi) ve Perakende Satışlar ile İngiltere Merkez Bankası faiz kararı (BoE) ile BoE Enflasyon Raporu haftanın öne çıkan verileri olacak. Özellikle Euro Bölgesi’ndeki toparlanmanın hızlandığını işaret edecek veriler ile BoE tarafından şahin olarak nitelendirilebilecek mesajların gelmesi durumunda küresel piyasalardaki iyimserlik havasının bir miktar gölgelenmesi beklenebilir. Zira, yakın zamanda hem Avrupa Merkez Bankası (ECB) hem de BoE tarafından gelen mesajların, toparlanmanın devam etmesi durumunda mevcut gevşek para politikası duruşunun yavaş yavaş sıkılaştırılmaya başlanacağını işaret etmekte. ECB tarafında mevcut varlık alım programının sona ermesi, BoE tarafında da Fed’in ardından faiz artırımına gidebilecek ilk gelişmiş ülke merkez bankası olma olasılığını artıracak her gelişme, gelişmekte olan ülkeler tarafında stresi artırıcı unsurlar olarak değerlendirilebilir.
Asya tarafında ise Japonya ve Çin’den gelecek PMI verileri izlenecek.
Toparlamak gerekirse; gelecek hafta enflasyon, şirket kârları ve merkez bankaları tarafından gelecek mesajlar küresel piyasalardaki ana yönü tayin edecek diyebiliriz.
YENİ HAFTADA BİST-100’DE NE BEKLEMELİ
Yukarıda BİST-100 endeksine ait saatlik fiyat grafiği yer almaktadır. Fed kararı, beklenti üzerinde gelen şirket kârlarının etkisi ve TCMB’nin sıkı duruşunun korumasının verdiği destek ile endeks tarihi yüksek seviyesini 27 Temmuz günü 108.605 seviyesine taşıdı. Cuma günü ABD kaynaklı siyasi haber akışının ağır basmasının etkisiyle küresel piyasalarda olduğu gibi BİST-100 tarafında da satış etkisinin ağır bastığını gördük. Bu yorumun yazıldığı esnada (28 Temmuz Cuma 16:43) BİST-100 endeksi yaklaşık % 0.48 oranında kayıpla 107.875 civarlarından işlem görmekte idi. Yukarıda detaylıca ele aldığımız gelişmelerin endeks tarafındaki genel iyimser havayı desteklemesi ile gözlenecek olası yukarı yönlü hareketlerde ilk önemli direnç olarak tarihi zirve olan 108.605 seviyesi takip edilebilir. Bu seviyenin aşılması durumunda ilk aşamada 109.660 civarlarına doğru yükseliş görülmesi ve 110 binli seviyelerin aşılması durumunda ise bu hareketin 111.160’a kadar devam etmesi teknik olarak beklenebilir. Diğer taraftan, olası geri çekilmelerde ise 107.550 kısa vadeli ilk destek konumunda olsa da en kritik destek seviyesinin Almanya ile önceki hafta perşembe günü yaşanan gerginlik sonrasında test edilen en düşük seviye olan 106.050 seviyesi takip edilebilir. Küresel risk iştahının azalması ve olası kâr satışlarının sertleşmesiyle bu desteğin kırılması durumunda ise 200 saatlik basit ortalamaya karşılık gelen 103.550 civarlarına kadar sürebilecek bir düzeltme hareketi başlayabilir. Yurtiçi enflasyon görünümüne ilişkin olumlu açıklamaların gelmesi ve BİST-100’de işlem gören şirket kârlarının ağırlıklı olarak beklenti üzerinde gelmeye devam etmesi durumunda endeksin yurt dışı piyasalara kıyasla bir miktar daha pozitif tarafta kalması da ihtimal dahilinde.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN