Virüste İkinci Dalga Riski Üzerine
Bugün Pusula’da Mayıs ayı ve sonrası ne tür fiyatlamalara konu olabilir ne tür ara sokaklara şahit olabiliriz sorusuna yanıt arayacağım.
Borsa endekslerinde uzun vadeli rotanın belki de aylarca sürecek bir yükseliş trendi olacağını düşündüğümü sizlerle 29 Mart tarihli Pusula’da paylaşmıştım. Bu görüşte bir değişiklik yok.
2020 küresel bir resesyona sahne olurken, 2021 farklı bir dinamik engel olmadıkça büyümenin başladığı, 2022 ve 2023 ise kuvvetlendiği yıllar olmaya aday görünüyor.
Bu nedenle gerek 2022 fiyatlamasına sahne olacak 2021 yılının, gerek ise 2021 beklentilerini fiyatlayacağımız 2020 ikinci yarısının pozitif geçeceği görüşündeyim.
Ancak önümüzdeki 8-12 aylık kesiti iki ayrı bölüm olarak görmek yorumlamak daha doğru.
Önümüzdeki birkaç ay olumlu ve olumsuz birkaç faktörün kavgasında yataya yakınsayan bir çizgide geçmeye aday görünüyor.
Geçen hafta FED ve ECB diplomatik bir dil ile ekonomik aktivitenin normalleşmesinin sanılandan daha uzun zaman alabileceği uyarısında bulundular.
Haklı olacaklarını varsayarsak ki bence olasılığı yüksek bu borsa endekslerinde çok sert bir satışa neden olmaz. Halen aynı noktadayım dünya borsalarının en kötüyü Mart ayında test ettiği ve aynı fiyatlara var olan bilgi seti ile dönülmesinin son derece güç olduğu görüşündeyim.
Ancak Merkez Bankalarının ortaya koyduğu projeksiyon en azından kısa vadede borsa endekslerinde yukarı yönlü alanı daraltabilir.
Her ne kadar para bolluğu ve ekonomik aktivitede ılımlı bir hızla da olsa görece daha iyiye yönelim paraşüt etkisi yaratıp borsalarda aşağı yönlü hareketleri frenleyecekse de ”Mutlu son Covid 19 tedavisi bulundu” manşeti ajanslara düşmedikçe ben hisse senedi fiyatlarında Nisan ayını çağrıştıran sıçramaların yakın vadede yinelenmesinin güç olduğunu düşünüyorum.
Favori senaryom ana eğilim ılımlı yukarı olmakla birlikte sekiz on haftada % 5-10’luk bir alanda borsa endekslerinde yatay sayabileceğimiz fiyatlamaları daha muhtemel buluyorum.
BIST için yine seviye vermeyeceğim; haber akışına bağlı pozitif ayrışma alanı var.
Ancak Dow Jones özelinde önümüzdeki 8-10 hafta adına hudutları 22.500–27.500 olarak görüp yükselişleri satış geri gelişleri alış fırsatı olarak değerlendiren yatay piyasa stratejilerinin daha yararlı olabileceğini düşünüyorum.
Yılın son çeyreği için iyimserim. Ekim 2020–Şubat 2021 perdesinde 2021 yılına yönelik beklentilerin etkili olacağını tahmin ediyor, Dow Jones özelinde 33,000 DAX cephesinde 17,000 BIST 100’de 135.000 BIST Banka endeksinde 200,000 puana yelken açılabileceğini düşünüyorum.
Ağustos 2020–Eylül 2020 parkuru ise Covid 19 ikinci dalga riskinin tartışıldığı ve etki gösterebileceği kesit olmaya aday görünüyor.
Eğer finansal piyasalar ekonomileri yeniden durduracak veya önemli ölçüde frenleyecek tedbirlerin hayatımıza geri döneceğini düşünmezse kısıtlı ve limitli geri esnemeler dışında korkutucu bir fiyatlama ile karşılaşacağımızı sanmıyor ılımlı pozitif bir seyri daha olası buluyorum.
İşte bu yüksek önem nedeniyle takım arkadaşım Buğra’dan konuyu araştırmasını ve görüşlerini bizlerle paylaşmasını istedim. Pusula’nın devamı onun kaleminden…
Covid-19 ikinci dalga gelebilir mi?
Dünyanın yanıtını belki de en çok merak ettiği soru; covid-19 ikinci dalga riski. Aslına bakılırsa bunu risk olarak değerlendirmemeli bir süreç olarak ele almalı zira hastalıklar hayalet gibi birden çıkıp birden ortadan kaybolmazlar.
Covid-19’da süresi belli olmasa da belki hiç kaybolmamak üzere varlığını sürdürmeye devam edecek. Covid-19’un yapısı özellikle sonbahar döneminde yayılması adına oldukça müsait. Uzmanların dikkat çektiği kısım da zaten burası.
Mevsimsel etkiler ve aşina olduğumuz grip süreciyle birlikte ele alınca covid-19’da yayılmak adına tekrar kendine müsait bir alan buluyor.
Bu nedenle ikinci bir dalganın yaşanması ihtimali son derece yüksek.
Ancak mesele ikinci dalganın ekonomi üzerinde etkisinin ne olacağı ise senaryolar muhtelif.
Covid-19 artık korku ve şaşkınlıkla bakılacak bir virüs değil. Uzun süredir hayatımızda ve önümüzdeki zaman diliminde de olmaya devam edecek. İlk ortaya çıkışı ve yayılış sürecinde yaşanan şaşkınlık, dünyanın kapanması, ekonominin durması büyük şok etkilerdi. Ancak bu sefer çok daha elle tutulur verileri takip edeceğiz.
İkinci dalganın büyük gerçekliği yanımızda dururken bunu bizim büyük çaresizliğimize çevirmemek tamamen insani etkenlere bağlı. Uzmanların açıklamalarını takip etmek çok önemli ve en dikkat çeken iki uç; büyük rehavet ve aşırı karamsarlık.
Bilim insanlarının en çok üzerinde durduğu nokta, ekonomik tıkanmanın önüne geçmek adına gereğinden hızlı davranıp dünyayı açmak ve eski haline getirmek. Bu gerekli önlemler olmadan, fazla gevşemeyle gelirse en büyük korkumuza kendi ellerimizle koşar adım ilerlemiş oluruz. Bu yüzden kademeli normalleşme en kritik başlıklardan biri olarak görülüyor.
Devletlerin tanımlamasıyla; evet, virüs görünmeyen bir düşman lakin çözümü de çaresi de insani davranış ve önlemlerde bulunuyor.
İlaç ve aşı geliştirme çalışmaları
Dünya üzerindeki pek çok bilim insanı, firma ilaç ve aşı geliştirme çalışmalarına devam ediyor. Umut vaat eden çalışmalar olduğu gibi başarısızlıkla sonuçlanan denemeler de mevcut ki bu çok normal bir durum.
Bu noktada aşı çalışmaları çok daha uzak geleceğin konusu gibi görünüyor ki burada bir sürpriz yok. İlk aşamadan itibaren aşının elde edilmesinin uzun bir süreç olduğu bilim insanları tarafından vurgulanmaktaydı.
Asıl önemli nokta tedavide kullanılacak, başarılı sonuçlar veren ilaç çalışmaları. Önümüzdeki süreçte haber akışında odaklanılacak noktayı da burası oluşturuyor. Umut veren haberler gelmeye başladı ve test çalışmaları devam ediyor.
Farklı aşamalarda bulunan, farklı süreçler mevcut. Odaklandığımız noktanın sonbahar dönemi olduğu da düşünülürse önümüzde zaman var. Bu bizim daha fazla sevinçli haber almamızın olasılığını artırıyor.
Gecesini gündüzüne katan bilim insanlarından tedavide kullanılacak ilacın geliştirilmesine dair olumlu haber ihtimalini karamsarlığın sisinden çok daha yüksek ihtimalli görüyorum.
İkinci dalga tekrar karantina ve dünyanın kapanmasına neden olur mu?
İkinci dalganın etkilerini konuşurken göz ardı edilmemesi gereken kısım ilk süreç ve ikinci olası süreç arasındaki farklılıklar. Wuhan’da ilk ortaya çıkışın ardından dünyanın virüse bakışı tülün ardından görebildiği kadardı.
Şeffaflık ve zamansal problemlerin ardından covid-19’un önce İran devamında ise İtalya ve bütün dünyaya son sürat yayılmasını herkes büyük bir şaşkınlık ve korkuyla izledi. Ancak özellikle Batılı devlet yönetimlerinin süreçteki basiretsizliği ve geç alınan önlemler bizi bu noktaya getirdi.
Salgının ilk dalgası gerçek bir şok dalgasıydı. İkinci aşamanın olasılıklarına dair konuşurken ise çok daha rasyonel bilgilerle ve deneyimlerle bunu karşılıyor olacağız.
Bu sefer her şey bizim elimizde. Yaz aylarında gereğinden fazla bir gevşeme olmaz ve önlemler kademeli olarak devam ederse tüm dünya sonbahar, kış sürecine çok daha güvende girecektir.
Takip edilmesi gereken en önemli unsuru devlet yönetimlerinin salgın önlemlerini ne derecede gevşeteceği oluşturacak. Bu süreçte ülkeyi hızla ve tamamen kapatan yönetimler olduğu gibi İsveç gibi sosyal hayatı durdurmayan kısmi tedbirlerle yaşama devam eden ülkeler mevcut.
Farklı ülke deneyimlerinin sonuçları bir dayanışma haliyle ikinci dalga ihtimalini beklerken paylaşılacaktır. Paylaşılacaktır zira Batı ülkeleri ilk etapta virüs zaten Çin’de en fazla İran’a geldi uzaktan izliyoruz tavrının sonu arka bahçesinde büyük bir bomba bulması oldu.
Tüm yönetimler tek bir noktadaki sıkıntının dünya ekonomisi ve sosyal yaşamı için risk olduğunun farkında. Bu görmezden gelinemeyecek bir deneyimleme süreci. Tüm bunların yanında aşı ve özellikle ilaç için çalışmalar devam ediyor. Dünya neler yaşadığının farkında-bir kısmını saymazsak- ve virüse karşı çalışmalarına devam ediyor. Önümüzde sonbahara kadar görece uzun bir zaman var ve esasında gerekli hazırlıkların yapılması için de bu yeterli bir süre.
Peki, ilk aşamada olduğu gibi bir karantina ve dünyanın kapanması süreci olur mu? Asıl önemli soru bu ve bunun cevabı da tamamen insani faktörlerde ve devlet yönetimlerinde bulunuyor. Takip edilmesi gereken, devletlerin önlemleri ne düzeyde gevşeteceği, hangi kısıtlamalara devam edeceği ve ilaç çalışmaları olacak.
Muhtemeldir ki ülkeler önlemleri gerekli taban tedbirlerle gevşetecek. Sosyal hayat akmaya tekrar başlayacak. Ancak virüs öncesindeki dönemden farklı olarak eski yoğunluğu olmadan devam edecek. Tüm dünya için çizilmiş sınırlar ve genelgelerle yaşayacağız diyebiliriz. O an geldiğinde ise her şey ülke yönetimlerinin elinde olacak.
Tüm bunlarından ardından ortaya çıkan baz senaryo ise şu oluyor; ikinci dalganın olacağı ancak ilki kadar yıkıcı ve dünyayı kapatacak düzeye gelmeyeceği, hayatın tedbirlerle olağan akışına devam edeceği ve bizim bir süre daha ellerimizi yıkamaya devam edeceğimiz.
Sağlıklı yarınlarda yeniden buluşmak dileği ile…
PUSULA – ABONELİK
Pusula Bigpara’da yayınlandığında haberdar olmak ve ücretsiz olarak tüm posta pusula gönderilerine yayınlandığı anda ulaşmak için abone olabilirsiniz http://pusulaninotesi.com/posta-pusula/
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN