Seyahat Parkuru Yeniden Çiziliyor
Ayın ilk haftasını yatay geçiren dünya borsaları sene başından bugüne yükseliş gerekçeleri olan ABD-Çin ticaret savaşında sulh beklentisi riske girince bu haftanın ilk iki gününde adeta alabora oldular.
Yukarıdaki tabloda borsa endekslerinin lokal para birimleri cinsinden performansları yer alıyor. ABD-Çin ticaret müzakereleri anlaşmasız bir biçimde sonlanacak olursa bu yıl kaydedilen yükselişler pekala geri verilebilir ki bu cari değerlerden ortalama yüzde 12 kayıp yaşanması anlamına gelir.
Böyle mi olur ? Hiç sanmıyorum. Trump Cuma günü vergi oranlarını yükselteceğim açıklamasını yapmış olsa da bunun şark usulü bir pazarlık duruşu olduğu görüşündeyim.
İki ülkenin zamana yayılsa da bir noktada buluşma ve anlaşma olasılığı yüksek.
Ancak pazarlık uzadıkça borsalarda stres devam edebilir ve satıcılı seyrin bir süre daha devam ettiğine şahit olabiliriz.
Borsa İstanbul gerek dışarıdaki satış dalgasının etkisi gerek ise YSK kararı ile dün Mart ayında test ettiği en düşük seviye olan 90.500 puana yaklaşıp 91.500 yakınlarında kapandı.
Bu kapanış ile 2019 priminin nerede ise tamamını yitiren BIST adeta iki ateş arasında kaldı.
Türkiye ekonomisi geçen hafta da paylaştığım üzere büyüme patikasına dönmeyi gereksiniyor.
Bu ihtiyacın önünde en büyük engel yüksek enflasyon.
Enflasyonun besin kaynağı ise artan döviz kurları.
Bu kısır döngüye hapsolan Türkiye ekonomisi için dikkate alınması gereken bir tehdit de 450 baz puan civarında kalıcılaşmaya başlayan CDS yani risk primi.
Bu görünümden hareket ile ülkemizde devam eden resesyonun öngörülenden daha uzun sürmesi hatta derinleşmesi riski artık dış basında yer bulmaya başladı.
Dünya ekonomisinde yaşanan tempo kaybı ABD-Çin sulhu ile geçici ve kısa süreli (6-9 ay) bir rahatlama evresine yelken açma şansını sürdürüyorsa da bu toparlanmanın uzun soluklu olması güç.
Aksine bu toparlanma yaşansa da yaşanmasa da ben dünya genelinde 2020-2021 döneminin bir durgunluk veya resesyona sahne olması ihtimalini yüksek buluyorum.
Türkiye bu dünya koşullarına kırılgan şartlar ve yüksek risk primi ile girecek olursa pekala yaşanmakta olan resesyonun ivme kazandığına şahit olabiliriz.
Tek senaryo veya baz senaryo olmasa da artık bu risk masada ve ortadan kaldırmak için etkili adımlara ihtiyaç var.
Konuyu buradan Borsa İstanbul’a bağlarsak Türkiye ekonomisinde büyümeye geçiş takvimi görece ötelenmiş ve riske girmiş göründüğü sürece yukarı yönlü alanın daraldığını kabul etmeliyiz.
Nitekim geçen haftaki yazıda da olasılığını görece daha düşük bulmakla birlikte İstanbul seçimlerinin yinelenmesi yönünde bir karar alınırsa BIST’in 88.000 – 90.000 bandına savrulma yaşayabileceğini ancak yeni bir seçimin asıl etkisinin borsada 2019 özelinde yukarı yönlü alanın daralması olabileceğini ifade etmiştim. 88.000-90.000 bandı geçilmez kale mi ?
Yarın ABD ve Çin heyetleri Washington’da bir araya gelecekler. Bu cepheden gelecek haberler içeride de dışarıda da yönü belirlemeye aday görünüyor.
ABD geri adım atmaz ve dış piyasalarda satıcılı seyir sürecek olursa 88.000 – 90.000 bandı taban oluşumu için yetersiz kalabilir ve geride kalan 15 yılda 2009 Mortgage krizi ve Ağustos 2018 ‘de iki kez test edilen 13.000 $ civarı da ( 84.500 yakınları ) pekala ziyaret edilebilir.
Daha aşağısı ? Sert resesyon Türkiye adına favori senaryo haline dönüşmedikçe ( bence bunun 2019 özelinde olasılığı düşük) zor.
Sonuç derseniz tüm lokal belirsizliklere karşın Türkiye’de hisse senedi fiyatlarının son derece çekici olduğunu göz ardı edemeyiz.
Durgunluk yaşayan ancak sert resesyon riskinden uzaklaşan bir Türkiye senaryosunda BIST yılın ikinci yarısı içinde rahatlıkla 100.000 hatta 105.000 puanı test edebilir.
Ötesi ?
Değerli Pusula okurları BIST bundan altı sene önce 93.000 puandaydı. O günün 93.000 puanı bugünün 175.000 puanına denk geliyor.
Ancak şartlar değişti. Türkiye ekonomisi büyüme dinamizmini yitirdi. Bu görünüm korundukça bırakın 175.000 puanı 115.000 puanın dahi test edilmesi güç.
Ya sert resesyon favori senaryo haline dönüşürse ? İşte bu senaryoda BIST için 70.000 – 75.000 bandı potansiyel bir risk ama başta da ifade ettiğim üzere ben bu riskin en azından 2019 yılının konusu olacağını düşünmüyor yılın kalan bölümünü 85.000 – 105.000 sınırlarında yatay bir seyre aday buluyorum.
Bu nedenle yönettiğim yatırım fonunda yüzde 14 net ağırlık ile hisse senedi yatırımlarını koruyor, ağırlık arttırmak için dışsal şartların yumuşamasını veya fiyatların ilave iskonto kazanmasını bekliyorum. Haftaya buluşmak dileği ile …
PUSULA – ABONELİK
Pusula Hürriyet Bigpara’da yayınlandığında haberdar olmak ve ücretsiz olarak tüm posta pusula gönderilerine yayınlandığı anda ulaşmak için abone olabilirsiniz http://pusulaninotesi.com/posta-pusula/
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN