Rüzgarın yönü değişebilir
Bu perdede kuşkusuz en önemli manşet ABD cephesinde açıklanan ekonomik veriler oldu. İstihdam beklentilerin altında kalarak doların değer kaybına neden olduysa da öncü göstergeler olan ISM‘ler ABD ekonomisinde telaş edecek bir bozulma olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
Haziran ayının ilk günlerine damgasını vuran diğer bir başlık ise petrol fiyatlarındaki gerileme. Üç işlem gününde yüzde üç kayba uğrayan siyah altın, Norveç, Kanada, Rusya, Brezilya gibi ülkelerin para birimlerinde kayıplara neden oldu.
Katar – S.Arabistan restleşmesi ile farklı bir faza yelken açan bu cephe önümüzdeki hafta ve aylarda da hareketli seyretmeye devam edeceğe benziyor.
Borsalar özelinde Haziran ayına yönelik beklentilerimi geçen hafta kapsamlı bir biçimde paylaşmıştım. Düşüncelerimde bir değişiklik yok.
Küresel borsalar ile birlikte geride kalan altı ayda çarpıcı bir ralliye imza atan BIST’de Haziran ayının hissedilir bir düzeltmeye sahne olması riskinin varlığını koruduğu görüşündeyim.
Evet Avrupa verileri çok çok iyi geliyor. Bu rallinin bu denli uzun sürmesi ve endeksin benim beklentilerimi de aşarak dün 99.278 puanı dahi test etmesi büyük ölçüde eski kıtanın ekonomik performansından kaynaklanıyor.
Avrupa ekonomisinin asgari iki yıl pozitif seyri koruyacağı görüşündeyim. Bununla birlikte hep dikkat çektiğim üzere finansal piyasalarda hiçbir matem hiçbir bayram sonsuza kadar sürmüyor.
Küresel şartların en azından limitli bir düzeltme için yeterli olgunluğa eriştiğini ve hisse marketlerinin önümüzdeki birkaç haftada bir yukarı iki – üç aşağı bir ritim ile negatif bir seyre sahne olabileceğini düşünüyorum.
Borsada bir düzeltme gerçekleşirse endeks hangi seviyeye gerileyebilir derseniz olağan şartlarda 91.000 puan civarının test edilebileceği görüşündeyim.
DÖVİZ CEPHESİ
ABD para birimi yılın en kötü performans gösteren üç para biriminden biri durumunda. Bu sene sadece Brezilya ve Kanada’da yüzde yarım kadar değer kazanan USD izlediğim 25 ülkeden 23’ünde değer kaybına uğradı.
Meksika ve Polonya % 11 ile doların en ağır darbe aldığı ülkeler olurken Türkiye uzun süre sonra bu klasmanda son sıradan kurtularak 23. sıraya yükseldi.
Sene başını bir yana bırakır son 12 ay diye bakarsak dolar dünyada karışık bir görünüm ortaya koyarken Türkiye’de Haziran 2016’ya kıyasla halen % 21 yukarıda.
Ancak ülkemizin başta yüksek enflasyon olmak üzere lokal şartları & belirsizlikleri bu makasın daralmasını en azından şu ana kadar engelledi.
Önümüzdeki aylarda TL nasıl bir performans izler en azından bu % 21 ‘lik farkın % 4 kadarını kapatabilir mi ?
Pekala mümkün. Ancak hep yinelediğim üzere Türk Lirası sürprizlerle dolu ve benim adıma öngörülebilir değil.
Bu nedenle TL ne olur sorusunu pas geçip diğer para birimleri arasındaki mücadele ne yönde gelişir sorusuna yanıt arayarak devam edelim.
8 Haziran’da ECB ( Avrupa Merkez Bankası ) 15 Haziran’da FED ( Amerika Merkez Bankası ) toplantıları var. Piyasa ECB’nin dengeli FED’in güvercin bir tutum içinde olabileceği görüşünde.
Ancak ben tam aksini düşünüyor ve ECB‘nin güvercin FED’in dengeli bir tutum takınabileceğini düşünüyorum.
Avrupa için öncelik 2012 kabusuna geri dönmemek. Beş sene önce İtalya & İspanya 10Y tahvillerinde faiz oranı % 7’ye Portekiz’de % 15’e kadar yükselmişti. Bu sıradan bir durum değildi. İlk kim batar Avrupa ne zaman tuz buz olur papatya fallarına bakılıyordu.
Şimdi bu ülkeler % 2-3 senelik maliyet ile borçlarını çevirebiliyorlar. ECB için öncelik bu tablonun bozulmaması. Bu nedenle Perşembe günü ekonomiye verdiği desteği azaltabileceği yönünde bir sinyal vermekten kaçınacağını tahmin ediyorum.
Kuşkusuz bu destek sonsuza kadar süremez. Avrupa ekonomisi hızla toparlanıyor. ECB normalleşme sinyalini tahvil piyasalarını sarsmayacak bir zamanlama ile verecek ve para politikasını revize etme sürecini başlatacaktır. İşte bu kıvılcım da Euro’nun dünya genelinde daha da değerleneceği bir seyahatin fitilini ateşleyecektir.
Ancak ben bunun en erken eylül ayında ( belki Aralık ) gerçekleşebileceğini bu haftaki toplantının konusu olmayacağını, Perşembe günü Draghi’nin güvercin tavrını koruyacağını düşünüyorum.
Bu nedenle de 8 Haziran ile birlikte küresel rüzgarın ( bir süre ) Euro aleyhine esebileceği görüşündeyim.
Euro ve dolar iki ezeli rakip gibi. Para piyasalarında birinden çıkış başladığında diğerinde girişi teşvik edici bir tablo olmasa dahi rakip cephe otomatik olarak değer kazanabiliyor. 8 Haziran Perşembe gününü önemli kılan bir diğer faktörde ABD Başkanı Trump tarafından görevden alınan eski FBI direktörü Comey’in senato istihbarat komitesinde sorulara yanıt verecek olması.
TV’lerden de yayınlanacak bu görüşme Trump‘ın azil sürecine yönelik önemli bir halka ve dolar üzerinde baskı yaratıyor. Bu görüşme major manşetleri beraberinde getirirse dolar % 2 kadar daha değer kaybedebilir ve dolar endeksi 94 civarına gerileyerek çekici bir alım fırsatı sunabilir.
Ancak bu görüşme major bir manşet üretmeden gündemden düşerse takip eden günlerde ABD para birimi ilave değer kayıplarına sahne olmadan cari seviyelerde dengelenerek de pekala rüzgarı arkasına alabilir.
Türkiye özelinde 2017 yılında % 6,8 değer artışıyla TL karşısında en iyi performansa Euro imza atarken ABD Doları yukarıdaki on para birimi içinde % 0,2 getiri ile dokuzuncu sırada yer alıyor. Haftaya buluşmak dileği ile...
PARANIN YOLU - Günlük Değerlendirmeler
Hafta içi her gün saat 08:45’de Kanal B‘de ve Paranın Yolu adlı video yorum ile http://bigpara.hurriyet.com.tr ‘da piyasaları değerlendiriyor, genel stratejiye yönelik görüşlerimi pazar günleri 23:30’da yine BIGPARA ‘da yayınlanan köşe yazım Pusula ile okurlara aktarıyor, haber akışına bağlı anlık tespitlerimi twitter adresimde ( @eralkarayazici ) paylaşıyorum.
Pusula yayınlandığında haberdar olmak ve ücretsiz olarak tüm posta pusula gönderilerine yayınlandığı anda ulaşmak için abone olabilirsiniz. http://pusulaninotesi.com/posta-pusula/
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN