Tahvil faizlerinde yükselişin devam ettiği ve bu harekete döviz kurlarının da katıldığı bir haftayı geride bıraktık. Borsanın hali derseniz Ankaragücü’ne benziyor.
Tribünlerinde büyüdüğüm başkent kulübü üç yıl önce ciddi zorluklarla mücadele ederken hemen her kesimden manevi destek görüyor “ Dayan Ankaragücü Dayan “ tezahüratları rakip takım taraftarınca seslendiriliyordu.
Geçen hafta Türk tahvil faizleri 40 baz puan döviz sepeti % 2,8 değer kazandı. Olağan şartlarda bu perdede borsanın değer kaybetmesi şaşırtıcı olmazdı.
Ancak BIST geçen hafta düşmedi. Zoru başardı ve binde üç de olsa değer kazandı.
Dış borsaların ılımlı pozitif seyri Borsa İstanbul için anlamlı bir koruma kalkanı oluşturuyor.
Ancak TL bu şemsiyenin koruması altında değil.
Çünkü küresel hisse senedi endeksleri yukarı yönlü bir eğilim ortaya koyarken gelişen ülke paralarında ( haftanın ikinci yarısında ) satıcılı bir seyir yaşandı. ABD para birimi dünya genelinde kuvvetleniyor.
MOODYS YETERİNCE FİYATLANDI
Türkiye’nin borç ödeme kabiliyeti ile ilgili negatif bir değerlendirme olan not indirimi tahvil faizlerindeki yükselişin ana gerekçesi. Beklentileri aşan enflasyon ve cari açık da katalizör oluyor.
Türk tahvili satan yabancıların tahsil ettikleri TL ile döviz almaları bu işin doğal sonucu. Tahvilden çıkış devamlılık gösterdikçe döviz cephesinde yükseliş tempo kazandı.
Bu nedenle USD geçen hafta dünya genelinde yüzde yarım değer kazanırken ülkemizde yüzde üçe yakın yükseliş kaydetti.
Moody’s etkisi ile tahvil faizlerinde ve döviz kurlarında yükseliş sürer mi sorusuna yanıt aramak için geldiğimiz noktayı mercek altına almakta yarar var.
İki yıl öncesine kadar Türkiye varlıkları Romanya, Macaristan, Hindistan, Endonezya gibi ülke varlıklarına yakın değerlerle işlem görüyordu.
Göreli iskonto veya pahalılık için varlıklarımızın fiyatlarını bu ülkeler ile karşılaştırırdık.
Ne yazık ki artık bir alt kategorideyiz.
Eski benzerlerimiz yatırım yapılabilir ülke notlarını koruyorlar. Bizse yatırım yapılabilir kategorinin altında artık spekülatif ülke konumundayız.
Benzer şartlara sahip olduğumuz gelişen ülkelerden dokuzu ile Türkiye’yi tahvil faizi, kamu borcu ve kamu bütçe dengesi üzerinden karşılaştırdım. En sağda da kredi notları yer alıyor.
Tabloda yer almayan cari denge yumuşak karnımız. Buna karşılık geleceğe dönük enflasyon beklentileri ve kur itibarı ile avantajlıyız.
Dolar ülkemizde diğer ülkelere kıyasla reel olarak yüzde otuz kadar pahalı.
Dolar satıp yerel para birimi cinsinden yatırım yapacak aktörler için bu önemli bir tercih nedeni.
Yeni sınıf arkadaşlarımızın çoğunda cari enflasyon beş yıllık ortalama enflasyonun üzerinde.
Parayı onların tahviline park eden küresel fonlar ileride görece daha yüksek bir enflasyon oranı ile karşılaşabilirler.
Ancak bizde düşmese de önümüzdeki 5-10 sene enflasyonun cari seviyeden daha yukarıda gerçekleşmesi sürpriz olur. Zaten olabildiğince yüksek.
Bu durum kulağa hoş gelmese de tahvil yatırımcıları için önemli bir tercih nedeni.
Yukarıda yer alan beş yıllık ortalama enflasyon oranı ile tahvil faizi arasındaki fark sütunu belki de en kritik bilgiyi ortaya koyuyor.
Bu klasmanda ülke tahvillerimiz kıyaslamaya konu dokuz ülkenin tahvilinden de daha cazip hale geldi. ( Mart ayında 10 yıl vadeli Türk tahvil faizi 86 baz puan yükseliş kaydetti )
İşte bu nedenler ile ben Moody’s not indiriminin yeterince fiyatlandığını ve tahvil faizleri-döviz kurlarında daha fazla yükselişe neden olamayacağını düşünüyorum.
Bir adım ileri gideyim; farklı major lokal negatif manşetler ile karşılaşılmadıkça nisan-mayıs perdesinde ( aralık-ocak aylarında olduğu gibi ) yabancılar tahvil piyasasında alışa geçti manşetli haberler ile karşılaşabileceğimiz görüşündeyim.
DOLAR TARİHİ ZİRVE YAPAR MI ?
Ülkemizde belirli aralıklarla hem borsa hem döviz kurlarında tarihi zirve haberleri ile karşılaşıyoruz. İkisi bir arada bu haber serisi aslında buram buram enflasyon kokuyor.
ABD para birimi yılın ilk sekiz haftasının tamamında 3,73-3,75 bandını test ederek tasarruf sahiplerine makul sayılabilecek bir değerden dövize giriş fırsatı sundu.
Son üç haftadır da değer kazanıyor.
Ocak-Şubat perdesinde dolar alanlar yüzde beş kadar getiri elde ettiler.
Cari fiyat 3,92.
Dolara yönelen kesimin bir bu kadar daha getiri elde etmesi için USDTL’nin 4.12 olması gerekiyor.
Gerçekleşir mi ?
Beş ayda olursa anlamı sıfır. TL mevduat faizi de aynı getiri sağlar.
1-2 ay içinde olur mu ? ben beklemem.
Dolar dünyada görece güçlü. Önümüzdeki bir belki iki çeyrek bunu sürdürmesi ve % 4-5 kadar dünya genelinde prim yapması şaşırtıcı olmaz.
Ancak bunun yurt içine bire bir yansıması zor.
Hatta dolar dünyada yükselirken ülkemizde aşağı dahi gelebilir.
Bu nedenle ben EURUSD 1,2150’yi aşağı geçer ve 1,17’ye koşarsa küresel akımın etkisi ile USDTL’nin 3,98 seviyesini test edebileceğini ancak bunun yatırım yapılacak mutlak bir senaryo olmadığını,
Cari seviyelerin de USDTL özelinde pekala kısa vadeli bir tepe adresi olabileceğini düşünüyorum.
Bu nedenle gerek döviz pozisyonunu sürdürmeyi gerek cari fiyattan dolara yönelmeyi güvenli & rasyonel bulmuyorum.
O zaman altın veya euro mu cazip derseniz aksine bu üç kafadar içinde ABD para birimini daha şanslı bulmaya devam ediyor ama TL’yi yenmesinin zor olduğunu düşünüyorum.
TÜRK VARLIKLARINDA KAZAN ÖLMEDİ
Mart Borsa İstanbul için belirgin bir negatif ayrışmaya sahne oluyor. Yılın üçüncü ayında diğer borsa endeksleri $ bazında ortalama yüzde yarım değer kaybederken bizim endeks yüzde beş geriledi.
TL bazında BIST 100 dayanıklı görünürken ateş düştüğü yeri yakar misali BIST Banka endeksinde Mart ayı % 4,3 kayba sahne oldu.
Yunanistan ve Rusya ile birlikte Mart ayının en kötü performans gösteren üç endeksinden biri olan BIST 2018 performanslarına yönelik sırlamada da 32 endeks içinde 26. sıraya geriledi.
1- Dünya genelinde Ocak ayında tarihi zirvelere çentik atan Şubat ayında değer kaybı yaşayan borsa endekslerinin Mart ayını bir dengelenme ile geçirdiğini ve Nisan-Mayıs perdesinin talepli bir seyre sahne olabileceğini düşünüyorum
2- Bu talepli seyrin küresel endeksleri ocak zirvelerine yakın seviyelere taşıyabileceğini Ancak zirvelerin marjlı bir biçimde aşılmasının güç olduğunu ana seyir koordinatları adına 2018 bütününde yatay seyrin korunacağını tahmin ediyorum.
3- Bu bakıma Borsa İstanbul’da da Mart ayında test edilecek en düşüklerin Haziran öncesi perdede bir daha test edilmeyebileceği ve BIST 100 özelinde Nisan-Mayıs parkurunun pozitif seyre sahne olabileceği görüşündeyim.
4- Bununla birlikte madem öyle hücum borsaya yönünde bir stratejiyi yanlış buluyorum. Gerek Trump kaynaklı küresel gerek ise politik kaynaklı lokal riskler tedavülden kalktı denecek uzaklıkta görünmüyorlar.
5- ABD ile süren pazarlıklar yurtiçi varlıklarda önemli etki gösterme potansiyeli taşıyor.
6- ABD ile Türkiye’nin başta Menbiç olmak üzere pazarlığa konu başlıklarda mutlak bir anlaşmaya varmasını beklemiyorum. Ancak uzlaşılacağı görüşündeyim.
7- Piyasa ülkemizle ABD arasında eller havaya tutuşalım halaya tadında bir mutlu son olmasa bile uzlaşma ortak paydasında bir final sahnesini pozitif okuyacaktır.
8- Korkulan erken seçim kararının bu tür bir uzlaşı perdesi sonrasının ( Haziran gibi ) konusu olabileceği bu nedenle olası bir Nisan-Mayıs iyimserliğinin Türk varlıklarında kar realizasyonu için elverişli bir fırsat oluşturacağı görüşündeyim.
Bu bakıma titiz seçimlerle gerek cari fiyatlardan gerek % 4-5 kadar ilave iskontoya işaret edecek değerlerden hisse senedi yatırımı yapılabileceği ancak bir bu kadar daha alım için de beklenmedik savrulmalara karşı kenarda kaynak ve yüreklerde cesaret rezervinin korunması gerektiğini düşünüyorum.
ZAMANLAMA HER ŞEYDİR…
Hiç ekonomi bilgisi olmayanların da rahatlıkla anlayabileceği bir sunumla yılın ilk finans eğitimlerini 31 Mart’ta İstanbul ve 14 Nisan’da Ankara’da gerçekleştireceğiz.
Borsa, altın, döviz, faiz neye göre yükselir & düşer?
Finansal enstrümanlar ne zaman alınır ne zaman satılır?
Takvim analizi nedir nasıl kullanılır?
Tahvil piyasaları nasıl işler nasıl yatırım yapılır ?
Kriz alarmı için hangi dört göstergenin eş anlı sinyali takip edilmelidir?
Sorularına nasıl yanıt üretilebileceğini tartışacağımız programımızın içeriğine web sitemizden ulaşabilir detaylı bilgi için Akademi Pusula ile iletişime ( 530 566 67 16 ) geçebilirsiniz.
http://pusulaninotesi.com/egitim-programi/
Eğitimin pusulasında buluşmak dileği ile...