Dolarda Hesap Zamanı
Türkiye özelinde hepimizi sevindirmesi gereken bir gelişme ise tahvil piyasasında gerçekleşti. Kısa vadeli enflasyon beklentilerinin en etkili olduğu cephe olan 2 yıl vadeli Türk tahvilinde faiz oranı son üç ayın en düşük düzeyi olan yüzde 23 seviyesine gerilerken eş zamanlı olarak mevduat ve kredi faizlerinde de göreli bir yumuşamanın başladığına şahit oluyoruz.
Bugün Pusulayı döviz cephesine ayırdım. Ülkemizde hemen her dört kişiden ikisinin dolar veya euro yatırımı var. Döviz almayıp TL’de kalan diğer iki kişiden biri nereden alınır sorusuna yanıt ararken dövizle yakalananlar da nerede arttıralım sorusuna yanıt aramakla meşgul.
Dövizde pozisyon taşıyan ve satalım mı daha da düşer mi diyenler yok mu ? Elbette var. Ancak bugünkü yazıda onlara bir mesajım yok.
Ben bu konuda söylenebilecekleri 20 Ağustos 2018 tarihinde yayınlanan Pusula ile paylaşmıştım.
http://bigpara.hurriyet.com.tr/bigpara-yazarlari/eral-karayazici/olan-biten-uzerine_ID986163/
USD'de dünyadan bağımsız ülkemize özel sıçramaları öngöremediğim yumuşak karnım olduğu pek çoğunuzun malumu.
Dilerim benzer şoklarla karşılaşmayız bir daha. Karşılaşacaksak da muhtemelen bunları öncesinde tahmin edemeyeceğim.
Çünkü ben piyasalara temel takvim ve teknik analizi bir arada kullanarak bakıyorum. Bu radar paneli gerek pozitif gerek negatif dış iklimi önceden tahmin ederken gayet yararlı.
Ancak son dört yılda belirli aralıklarla ülkemizde yaşanan lokal sürprizleri takvim ve temel analiz yaparak öncesinde öngörmek inanın çok zordu. En azından beni aşıyor.
Bugünkü yazıda USDTL'de alış için nişan alacak yer arayanlara şuraya düşer buradan döner vb bir görüş vermemekle birlikte çok yararlı olacak bir zemin etüdü aktaracağım Okuduktan sonra nişan alacağınız yeri daha ayağı yere basan biçimde belirleyebileceksiniz.
DOLAR ÜLKEMİZDE NE KADAR PAHALI ?
Aşağıda benzerimiz kabul edilebilecek ülkelerde ve Türkiye’de geride kalan otuz aylık dönemde doların değişim oranı, kümülatif enflasyon oranı ( 28 ayın toplam enflasyonu ) , ABD’de kümülatif enflasyon oranının ne olduğu ve referans kur sütununda USD’nin reel değerinin 28 ay önceki değere karşılık gelen fiyatı yer alıyor.
Neden milat 14 Temmuz 2016 diyenler olabilir. Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain darbe girişimini takiben çok önemli faktör değişikliklerine sahne oldu.
Referans aldığım bu tarih TL’nin öncesinde pozitif ayrışma sağladığı bir zamanlamaya da işaret etmiyor. Aksine son 28 ay ölçüsünde olmasa da 2015 başından 2016 ortasına kadar olan süreçte de TL yine ölçülü negatif ayrışma göstermişti.
Özetle bu takvim kesitini tercih etmenin yanıltıcı bir yanı yok.
Para piyasalarında yapılması gereken ilk temel analiz ülke enflasyonuna bakmak ve hangi ülkenin enflasyonu ne oranda yüksekse o ülkenin para biriminin değer kaybını doğal ve olması gereken bir değişim olarak görmektir.
Ülkemizde enflasyon oranı ABD’den ve Avrupa’dan daha yüksek olduğu için uzun vadede döviz kurlarının TL cinsinden değerinin artması normaldir.
Ancak analiz yapılan tarihten önce ilgili ülke parası olması gerekenin üzerinde değer kaybı yaşamış başka bir deyişle reel yani enflasyon farkını aşan bir tahribata uğramışsa prim yapma ve yüksek enflasyona rağmen değer kaybetmeme hatta kazanma alanı edinir. ( Bkz 2001 – 2008 )
Eylül başından bugüne ülkemizde döviz kurlarının ve buna bağlı olarak gram altının değer kaybetmesi bununla ilgili.
Yukarıdaki tablo bize bu ülke grubunda ABD para biriminin 14 Temmuz 2016 – 02 Kasım 2018 parkurunda ortalama yüzde 8 reel ( enflasyon farkının da üzerinde ) değer artışı kaydettiğini gösteriyor.
Bu nedenle referans kur ne olmalı hesabında 14 Temmuz 2016 tarihinde 2,88 olan USDTL’de enflasyon farkı dikkate alındığında bugünkü karşılık sayabileceğimiz 3,84 düzeyine yüzde sekiz prim eklememiz ve benzerimiz ülkelere paralel fiyatı bu şekilde hesaplamamız lazım.
Sonuç ?
USD bugünkü değerler referans alınarak ülkemizde de benzerimiz ülkelerde sahip olduğu değere gerileyecek olursa hangi fiyata düşer derseniz karşımıza 4,15 çıkar.
Peki bu gerçekleşebilir mi ? Ben beklemiyorum.
Yine dikkatle yukarıdaki tabloya bakarsanız bu süreçte doların reel olarak tam da bizdeki oranda değer kazandığı bir tane ülke var; Arjantin.
Bu iki ülkenin ortak paydası dünyada hız keserek de olsa büyüme sürerken lokal resesyona girmiş olmaları ve bu zorlu sürecin ekonomilerinde tahribat yaratması.
Belki daha da önemlisi enflasyonun makul- yüksek hattını ( yüzde 3 – 9 bandı ) aşarak çift haneli bir düzeye tırmanması.
İşte bu nedenle 4,15 referans kuruna bir risk primi eklemek ve var olan şartlarda USDTL’de düşüş sürse de şu değerin altına gelmesi zor demek daha gerçekçi.
Ben bu risk primini yüzde 15 olarak görüyor ve görünen gelecekte ( 2020 yılına kadar ) en pozitif senaryoda dahi ülkemizde ve Arjantin’de doların benzer sayılabilecek ülkeler ile kıyaslandığında yüzde 15 oranında pahalılık taşıyacağını düşünüyorum.
Başka bir deyişle çok güçlü pozitif faktör değişiklikleri ile karşılaşılmadıkça USDTL’de 4,80 civarının aşağı geçilmesini beklemiyorum.
Temele burada virgül koyup teknik analiz ile devam edelim.
DOLARDA TEKNİK DESTEKLER
Öncelikle bu iki aylık seyirde ara akımlarda tepelerin ve diplerin aşağıda oluşması ritmik açıdan henüz taban oluşumundan bahsetmek için erken olduğunu düşündürüyor.
5,30 civarında 7 aylık üssel ortalama var. İş göremez mi ?
Dolarda dibi ararken seçeneklerden biri olarak masaya getirene kimse gönül koyamaz.
Pekala etkili olabilir. En azından 5,50 gibi bir süre tepkilere ve hissedilir yukarı yönlü ara akımlara adres teşkil etmesi şaşırtıcı olmaz.
Güvenli bir adres mi ? Bana sorarsanız tartışılır.
Tok alıcıyım ben bir sonraki desteğe bakalım diyenler için karşımıza temel değerleme ile de ahenkli olan 4,90 civarındaki 13 aylık üssel ortalama çıkıyor. Bu destek iki ay sonra 5,00 civarına tırmanacaktır.
Bu teknik desteği teyit eden farklı bir sinyal üretici de benim sıkça yararlandığım yukarıdaki geniş bollinger alt bandı. Tepeleri ararken ülkemizde hele de 2018 yılında başarılı olamayan bu gösterge 2002 yılından bugüne dip bölge arayışlarında çok başarılı bir sicile sahip.
2019 ilk yarısı içinde fiyatla buluşması halinde ( fiyat aşağı bant alt zarfı yukarı yönde hareket ediyor ) tok alıcıyım diyenler için kayda değer bir teyit aracı olacaktır.
ABD enflasyonunu dikkate almayıp kısa vadeli reel analiz için dolar kurunu Türkiye enflasyonundan arındırırsak Mart sonundaki seviyeden uzaklığımız yukarıdan aşağı yaklaşık yüzde 19.
Bunun yarısının kapanmayacağını ( risk primi ve kalıcı hasar olarak ) varsayarsak cari fiyatın yukarıdan aşağı yüzde 9,5 kadar altı da yine dikkate alınabilir bir fiyat olarak karşımıza çıkar ki bu da USDTL için 4,90 civarına denk gelir.
DOLARDA TAKVİM ANALİZİ
Takvim analizi ile noktalayalım.
Elde mikrofon sokağa çıksak ve doları bugün 5,15 den mi almayı tercih edersiniz üç ay sonra 5,40 dan mı desek büyük çoğunluk tabi ki bugün 5,15’den almayı diyecektir.
Oysa ikisi arasında bir fark yok.
Bugün 51.500 TL ‘yi TL cinsinden nemalandırsanız paranız üç ay sonra 54.000 TL’ye ulaşır.
Bu nedenle bugün 5,15 fiyat ile de üç ay sonra 5,40 fiyatla da alabileceğiniz 10.000 dolardır.
Başka bir deyişle dolarda kar etmek için nereden aldığınız kadar ne zaman aldığınız da önemli.
Kasım ayına pozitif başlayan dış piyasaların ben molalar eşliğinde bu seyri asgari Ocak sonuna kadar sürdürmesi olasılığını yüksek buluyor bu nedenle sürpriz bir faktör değişikliği ile karşılaşılmadıkça Ocak ortasına kadar olan kesitte döviz cephesinde kalıcı bir prim yaşanmasının kolay olmadığını düşünüyorum.
Ya dünyada da düşerse ? Doğrusu bize benzer ülkelerde önümüzdeki aylarda dolarda yüzde 3-4 kadar bir düşüş olabileceği görüşündeyim ama bu tabelayı fazla değiştirmez.
Çünkü bu süreçte bizim enflasyonumuz ABD’den yüksek olmaya devam edecek. Reel tablo aynı kalır.
Bu durumda eldeki dövizi satıp ileride yerine mi koyalım ? Kesinlikle hayır.
En başta da yazdım. Bugünkü Pusula dövizi olanlara yönelik bir analiz içermiyor.
Kendi yönettiğim yatırım fonuna ne zaman hangi şartlar oluşursa döviz tabanlı varlık alırım sorusuna yanıt ararken baktığım parametreleri sizlerle de paylaştım. Hepsi bu.
BORSA İSTANBUL
Gerek dış gerek lokal iklimden beslenen borsada 92.700 yeniden destek konumunda. Satış adresi arayanlar için 100,000 yeterince güçlü bir direnç mi tartışılır.
Ben halen yılsonuna kadar süreçte 105.000 ve 2019 ilk çeyreği içinde 115.000 civarının test edilmesi olasılığını görece yüksek buluyor, takvimden fal tutarak asgari Ocak sonuna ( belki Mayıs ) kadar hisse senedi yatırımlarını sürdürmenin daha rasyonel olduğunu düşünüyorum.
İlk yarıyılda 115.000 puandan çok ötesi kolay değil. İkinci yarıyılda yeni zirvelere yelken açılabilmesi için küresel resesyona yönelimin 2020 yılına ötelenmesine ihtiyaç var.
Bunun da olasılığı var olan bilgi seti ile düşük görünüyor. Haftaya buluşmak dileği ile.
İSTANBUL İÇİN SON ÇAĞRI
Başta borsa finansal piyasalara yönelik tahmin oluştururken yararlandığım tüm analiz yöntemlerini hisse senedi bazında güncel örnekleri de kullanarak hiç ekonomi bilgisi olmayanların da öğrenip uygulayabileceği bir anlatımla üç senedir paylaşıyorum.
Bu yılın son eğitim programını 10-11 Kasım tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştireceğim. İhtiyaç duyduğunuz eğitim konularını belirlemek ve içerikleri hakkında bilgi edinmek için web sitemizi inceleyebilir kayıt için Akademi Pusula ile ( 530 566 67 16 ) iletişime geçebilirsiniz. http://pusulaninotesi.com/egitim-programi/
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN