Döviz kurlarındaki ani ve hızlı artışlar, şirketlerin ödeme performansları üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır.
Özellikle ithalatını dövizle yapan veya döviz borcu bulunan şirketler açısından, kurlardaki artışlar hem nakit akışlarının bozulmasına yol açıyor hem de maliyetlerini artırıyor. Ayrıca, döviz ile alacağı olan veya döviz ile ihracat yapan şirketler de bu durumdan etkileniyor. Öte yandan, iç talebin yavaşlaması da tahsilatları etkileyen bir diğer unsur olarak şirketlerin karşısına çıkıyor.
Finansal piyasaların derinleşmesi ve genişlemesinin yanında küreselleşme ile birlikte döviz kuru hareketleri sadece finansal kuruluşlar değil aynı zamanda reel sektör firmaları için daha önemli hale gelmiştir. Döviz kuru riski, finansal olmayan firmalarda hem varlıklar hem de kaynaklar açısından önemlidir. Döviz kurundaki değişimlerin diğer bir etki alanı ise, firmaların bünyesinde bulundurdukları kaynaklar üzerinde olmaktadır. Özellikle firmalar, kullandıkları döviz kredileri üzerinden kur riskine maruz kalmaktadırlar.
Özellikle son dönemde döviz kurundaki dalgalanmaların yüksek düzeyde olması neticesinde döviz kuru riskinden korunmak için bazı yöntemler paylaşmak istiyorum.
* Doğal koruma
Eğer gelir ve giderleriniz aynı para birimi cinsinden ise risk yönetimi açısından ideal bir durum söz konusu demektir. Hangi para birimi cinsinden para kazanıyor iseniz giderlerinizi de borçlanmanızı da aynı para birimi üzerinden yaparsanız kötü sürprizler ile karşılaşmazsınız. Bu bakımdan şu an Türkiye’de ihracatçı durumda olan şirketler döviz bazında borçlanmış olsalar dahi kur artışlarından olumsuz yönde etkilenmeyeceklerdir.
* Döviz bazlı faturalandırma
İthalatçı bir firmanın tüm tedariklerini dolar bazlı gerçekleştirdiğini varsayarsak, faturalandırma işlemini türk lirası bazlı gerçekleştirmesi, firmanın kur riskine maruz kalmasına neden olacaktır. Bu durumda eğer faturalandırma işlemi döviz bazlı yapılabilseydi kur riski ortadan kaldırılabilirdi. Firmalar kur dalgalanmalarından korunmak için her zaman yabancı para bazlı faturalandırma şansı bulamayabilir. Bu yöntem Türkiye konumundaki ülkeler için uygulanması son derece zor bir yöntemdir.
* Fiyatlama politikası / fiyata yansıtma
Firmalar, döviz bazlı faturalandırma yapamadığı durumlarda, kur artışlarının boyutuna bağlı olarak ürün satış fiyatının başa-baş noktasına yaklaşması veya bu noktada gerçekleşmesi neticesinde, ek faturalandırma yaparak kur hareketlerini fiyatlarına yansıtma yolunu seçebilir.
* Finansal yönetim
Şirketler iş yaptıkları piyasalarda kur riskini doğal yöntemler ile ortadan kaldıramadıkları durumlarda bazı finansman tekniklerini kullanabilirler. Kur riski yönetimi amacı ile kullanılan en yaygın yöntemlerden bazılarını paylaşmakta yarar görüyorum.
FORWARD (İLERİ VADELİ DÖVİZ ALIM/SATIM ANLAŞMASI)
Belirli miktarda bir dövizi, belirli bir vade tarihinde, önceden anlaşılan bir fiyattan, alım veya satım sözleşmesidir. İşlem vadesinde, piyasadaki cari kurlar ne olursa olsun tarafların işlemi gerçekleştirmesi zorunludur. Forward anlaşmalar döviz kurunda sizin aleyhinize olacak değişimlere karşı size “tam koruma” sağlarlar. Dezavantajı ise forward anlaşma ile vade sonunda, kesin bir taahhüt altına girdiğiniz için, vade tarihindeki spot kurun lehinize gelişmesi durumunda bundan faydalanamazsınız.
DÖVİZ OPSİYONLARI
Forward ile aynı sistem ile çalışmasına rağmen ileride daha cazip kurlar oluşması durumunda anlaşmadan belli bir komisyon ödemesi yapmak sureti ile vazgeçme imkânı sağlar. Bu şekilde kendinizi korumak ile kalmayıp potansiyel para kazanma imkânlarınızı da saklı tutmuş olursunuz. Dezavantajı ise opsiyon satın aldığınız zaman bunun karşılığında pesin olarak prim ödersiniz.
FUTURES
İleri vadeli hammadde alım veya satım sözleşmeleridir. Bugünden ileri vadeli hammadde fiyatını döviz bazında sabitlemenizi sağlar. Forward veya opsiyon ile birlikte kullanıp kur riskini de ortadan kaldırmayı değerlendirebilirsiniz.
Döviz kurlarındaki değişim, doğrudan ihracat ve ithalat işlemleri gerçekleştiren firmalar ve döviz kredisi kullanan yatırımcılar açısından yönetilmesi gereken önemli bir risk oluşturmaktadır. Bu risk, sektörel ölçekte etkili olduğu durumda tüm sektörü etkileyebileceği gibi, ülke ekonomisi açısından o sektörün rekabet avantajının azalmasına hatta ortadan kalkmasına da neden olabilecektir. Dolayısıyla maruz kalınan döviz kuru riskinin iyi yönetilmesi, sadece firmaların veya sektörün performansının yanında ülkenin rekabet gücünde de etkili olacaktır.