Moody’s’in kararı ani oldu, peki yerinde bir karar mı?
“Ba1” olan kredi notunu, “Ba2” seviyesine indirirken, görünümü ise “Negatif” ’ten, “Durağan” ‘a çevirdi. Bu kararının gerekçelerine baktığımızda aslında bu da böyle değil diyebileceğimiz bir durum yok gibi duruyor. Yüksek cari açık, siyasi risklerin etkisi ve küresel piyasalarda artan faizlerin politik riskler çerçevesinde dış şoklar yarattığı değerlendirilmiş. Bunun yanı sıra yapısal reformdaki gecikmeler ve para politikasının etkinliğinin azalması da değerlendirmeye tabi kalırken, bu gelişmelerin bir not indirimine sürükleyecek nitelikte olup olmaması son üç günün en çok tartışılan konusu oldu.
Artan dış açıkla birlikte, cari açığında son dönemlerde yüksek seviyelerde seyretmesi ve düşüş eğilimine dair ılımlı bir sinyal almıyor olmamız aslında bilinen bir gerçek. Bunun yanı sıra Merkez Bankasının etkinliğinin azalmasına dem vurulurken, faiz oranlarındaki artış ve diğer politika araçlarındaki değişiklikler ile hem kur artışlarının yaşandığı dönemde dalgalanmanın önüne geçmek isterken hem de çift hanelerde seyreden çekirdek ve manşet enflasyonda bir düşüş eğilimi yakalamak istiyor. Fakat talep kaynaklı olmanın yanı sıra maliyet kaynaklı enflasyon gibi bir durum söz konusu iken Merkezin bundan sonraki atacağı her adım belki de maliyet kanadında baskın olmaya devam edecek. Bu nedenle merkez enflasyonist süreçte sıkı duruşunu koruyarak tek başına mücadele ediyor. Bunun yanı sıra geciken reformlara değinilmiş. Mali politikaların yanı sıra hükümetin işsizlik dışında enflasyonu dizginleyebilmek adına yapmış olduğu çalışmaların kısa vadeli kalması ya da gecikiyor olması da izlediğimiz bir süreçten ibaret.
Buraya ek olarak belki de devam eden sınır ötesi operasyonlarımızdan kaynaklı jeopolitik risklerimize değinilmemiş olması olumlu. Neticede hükümet kanadında gelen açıklamalar doğrultusunda mayısa kadar sürmesi beklenen bir Afrin operasyonu sürecimiz var ve Irak ile ortak bir şekilde yeni bir sınır ötesi operasyonu planı da söylemlerde yer alıyor.
Bu nedenlerin Moody’s’in bir adım atması konusunda etkili olduğunu görüyoruz. Baktığımızda yurt içi piyasalardaki bu dinamiklerin ekonomik karnemizi kötü yorumlanmasını sağlasa da bitik bir görüntü çizdiğini de söyleyemeyiz. Moody’s son Türkiye değerlendirmesi 18 Mart 2017 tarihinde yapmış ve o tarihte yalnızca görünümü “Durağan” ‘dan, “Negatif” ’e çekmişti.
Şu anki Moody’s’in not skalasına göre yatırım yapılamaz seviyede yer alıyoruz. Son olarak kararında, cari açığın kayda değer ve sürdürülebilir şekilde düşürülmesi, bankacılık ve özel sektörün dış borçlarına yönelik vadelerin uzatılması gibi dış kırılganlıkları azaltacak değişiklerin not üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturabileceği de değerlendirmeye girmiş durumda.
Hükümetin yoğun tepkisi altında kalan bu kararın siyasi etmenler ile yapıldığı düşüncesi ve zamansız olduğu yorumu da TL varlıklar üzerinde de çok sert hamlelerin gelmemesine imkân verdiği şeklinde belirtebiliriz.
Gelen bu karar ani oldu ama TL varlıklar üzerinde etkili olmadı. Takvimde yer almadan bir değerlendirme görmemiz şaşırtıcı olmamalı. Son iki senelik süreçte değerlendirmelerin ekonomiden daha çok siyasi algıların etkili olduğunu ve takvim dışında değerlendirmelerin yer aldığını gördük. Bu nedenle kararın yabancı yatırımcı algısını çok bozmayacağını söyleyeceğimiz gibi, önümüzdeki sürecin izleyeceği patikaya göre ani not değerlendirmelerine açık olduğumuz bir dönem izliyor olabiliriz.
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN